Çingeneler İzmir'in gerçeğidir
Yalçın Kocabıyık

Yalçın Kocabıyık

Ne yapmalı?

Çingeneler İzmir'in gerçeğidir

11 Nisan 2016 - 01:06

Tarihimizi, geçmişimizi incelediğimizde bazı gerçekleri kabul etmek zorunda kalırız.

9. Yüzyılda bugünkü Hindistan PENCAP Pakistan ve Afganistan bölgelerinde yaşayan bir kavim, işgal saldırıları neticesinde ''Bu gün Ortadoğu'da olduğu gibi'' göçe zorlanıyor.

Çingene denilen bu göçebe insanlar, İran,Rusya ve Türkiye üzerinden dünyanın her bir yanına yayılıyorlar.

Gittikleri hiç bir yerde istenmeyen Çingeneler bir çok ülkeden sürülmüşler, ancak büyük mücadelelerle geri dönüp hayatlarına devam etmişlerdir.

Yerleştikleri yerlerdeki insanlarla kaynaşmışlar, ırkçılık yapmadan, nerede yaşıyorlarsa oradaki insanlarla akraba, kardeş gibi beraber yaşamışlardır. Ülkenin bir parçası olup, insanlık alemimin barışçı bir öğesi olarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.

Osmanlı imparatorluğu zamanında Balkanlar'da, Rumeli'de İstanbul ve İzmir'de yoğunlaşan Çingeneler önemsenmiş ,ayrımcılık yapılmamıştır.

Fatih Sultan döneminde surların inşası, topların dökümü ve silahların yapımında çingeneler büyük katkı koymuşlardır.

Kanuni Sultan Süleyman döneminde Rumeli'de Çingene Sancaktarlığı kurulmuş ve yönetsel, mali ve askeri düzenlemeler yapılmıştır.

II.Abdülhamit döneminde eğitim seferberliği başlatılmış. Çingenelerin özlük hakları çalışmaları başlatılmış.

1.Dünya Savaşı'nda bilhassa Balkanlar'dan gelen Çingeneler Çanakkale'de savaşmış. 3000 Çingene şehit olmuştur.

Kurtuluş savaşında da önemli rol oynayan çingeneler mübadelede Balkanlar'dan Selanik'te toplanarak Türkiye'nin her yerine yerleştirilmiştir.

Cumhuriyet dönemi öncesi İzmir'de 6 mahalleden biri olan Çingene mahallesi, Selanik'ten gelenlerle iyice büyümüş ve 2 Türk, 1 Rum,  1 Lavanten, 1 Yahudi mahallesi arasında önemi artmıştır.

Doğudan, dedelerinden getirdikleri metal işleme, sıcak demir ve kalay teknikleri ile İzmir endüstrisine önemli katkı koymuşlardır.

Çingeneler göçebe yaşamdan yerleşik düzene geçme uğraşı içinde iken, 1934 yılında çıkarılan 2510 Sayılı İskan Kanununun 4. maddesinde utanç verici ''Türk kültürüne bağlı olmayan, anarşistler, casuslar ve Çingeneler Türkiye'ye muhacir olarak alınmazlar, Ülke içinde barındırılamazlar, Sınır dışı edilirler''dendi.

Bu insanlık  dışı yasa uygulanmaya başlandığında artık Çingeneler kendilerini saklamak ve korumak zorunda kaldılar. "Biz Çingeneyiz" diyemediler, korktular.

Türkçe sözlüklerde, ansiklopedilerde Çingenenin tarifi yapılırken, suçlanan, aşağılanan tanımlar yapıldı.

''Arsız, hırsız, pis,  yüzsüz, suça meyilli, koyu renkli insanlar''denildi.

2. Dünya Savaşında Almanlar, Yahudiler gibi aşağı ırk denilerek 500 bin Çingeneyi nazi kamplarında yok ettiler.

Çingenelerin hikayesi aynı zamanda bir insanlığında hikayesidir.

Kendi içlerindeki etnik karışıklığa rağmen kendilerine gösterilen ayrımcılığı ve haksızlığı nasıl göğüslediklerini, atlattıkları büyük badireler karşısında nasıl bir metanet ve dayanışma gösterdiklerini.kendi toplumundan utanarak,kimliğini ret eden ve hayatını ayıranların,her koşulda ayakta durmak zorunluluğunu anlamak çok zordur.

Cehaletin. şartlanmışlığın, önyargılı  olmanın ve eğitimsizliğin sonucu olarak potansiyel suçlu gördüğümüz Çingenelerin çocuklarının' 'güvenilmez, disiplinsiz, tembel, suça meyilli'' olacağı düşünülerek iş başvuruları kabul edilmeyince hayatlarının karardığını göremedik.

Yaşadıkları onca şeye rağmen, gülmeyi, eğlenmeyi, eğlendirmeyi unutmayan, kültürlerini kaybetmemek için ateş yakıp, çalıp söyleyerek, renklerini silmeye çalışanlara inat, her gün gök kuşağı oluşturarak adeta hayatla dalga geçen Çingene dostlarıma sesleniyorum!

Sizlere yöneltilen suçlamaları kabul etmeyin.

Çaresizliğe düşmeyin.

Okumak isteyen çocuklarınıza' 'Ne işiniz var okulda al çalgını eline''demeyin.

Dar gelen gömleğinizi yırtıp atın.

Silkinerek kendinize gelin.

Olmaz denileni oldurmak için, içinizdeki gizli kalmış cevheri ortaya çıkarın.

Tarih boyunca Çingeneler için söylenenlerin ne kadar yalan ne kadar sahte,ne kadar boş ve anlamsız olduğunu yine gösterin.

O çirkin imajı yerle bir edin.

Herkes şaşırsın, bunlar bizim bildiğimiz, çiçek satan, ayakkabılarımızı boyayan. fal bakan, düğünümüzde çalan oynayan. çaresizlik içinde ekmeğini çöpten çıkaran. hamallık yapan. mecbur kalınca avuç açan o gariban Çingenelerin çocukları, torunları, kızları,oğulları mı yaptı?diye birbirlerine hayretle sorsunlar.

Bunları bu güne kadar yanlış tanımışız,aldanmışız diye utansınlar.  

İzmir'de yaşayan Gaco'lara da yani çingene olmayanlara bir sözüm var.

Hepimizden önce İzmir'e gelip yerleşen.

İzmir'e sahip çıkan, İzmir'in asil unsuru bu kardeşlerimize Çingene ya da Roman demeniz önemli değil. Onları hor görmedikten sonra, aşağılamadıktan sonra, kendinizle eşit vatandaş saydıktan sonra onlara nasıl hitap ederseniz edin, önemli değil.

Son yıllarda Roman açılımları yapılmış Çingenelerin aleyhine yasalar kaldırılmış, Devlet, Çingenelerden geçmişten dolayı özür dilemiş.TBMM'ne  Çingenelerin temsilcisi seçilmiş, Başbakan kendisine bu insanların arasından bir danışman atamış.

Çingeneler daha fazlasını isteyin çünkü siz her TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşı gibi eşit  ve birinci sınıf bireylersiniz.

Hepimiz birlik beraberlik ve barış içinde yaşayan kardeşleriz.                                                                                                     

 

Son Yazılar