Türk-Kürt kardeşliği
Yalçın Kocabıyık

Yalçın Kocabıyık

Ne yapmalı?

Türk-Kürt kardeşliği

13 Haziran 2016 - 18:52

 Bundan tam bir yıl önce, 7 Haziran 2015 tarihindeki genel seçim sonuçlarına göre, HDP %14 oy almıştı. Türkiye'de genel nufus içindeki oy kullanabilecek Kürt vatandaşlarımızın oranı da hemen hemen bu civarda olduğuna göre, acaba HDP o seçimde bütün Kürt seçmeninin tamamının oyununu mu almıştı? Yoksa büyük sermaye gruplarının, geleneksel egemen medya çevrelerinin, bazı akademik ve aydınların aynı yönde hareket edip, iktidar partisini al aşağı edip, Türkiye'de kaos yaratıp, zayıflatarak HDP'nin barajı geçmesi mi sağlanmıştır?

Daha bir çok sebep sonuç düşünülmüştür.

Ancak bu % 60'lık ittifakın, yüzyıl sonra bu coğrafyayı siyasi olarak yeniden düzenlemek isteyenlerin yönetiminde oluştuğunu siyasiler fark edemedi.

Siyasilerin göremediğini, halk görüp, bu olup biten gerçekleri kavrayarak 1 Kasım'da yenilenen seçimde oynanmak istenen oyunu bozdu.

Özgür iradesini kullanarak,Türkiye'nin birliği için istikrarlı siyaseti teröre karşı güçlü mücadeleyi, milli tavrı, milli bir siyaseti desteklediğini gösterdi.

Hatırlayalım.

7 Haziran öncesi büyük sermaye. egemen medya. batıcı çevreler başta olmak üzere. genel bir kitlenin desteğini alarak ''Türkiye Partisi'' olma iddiası ile seçime katılan HDP  %14 e yakın oyla TBMM'ye girmesine rağmen, PKK'nın ''Artık ortam ve şartlar olgunlaşmıştır''deyip başlattığı terör saldırılarına destek vermiş, sahip çıkmıştır.

Belediyeleri de kullanarak halkın üzerinde otorite yaratıp, baskı rejimi kurmak için şiddeti savunan bir anlayışa sarılmıştır.

Türkiye partisi olmak bir yana bölgede yaşayan kendi halkına  baskı yaparak devletin askerine, polisine karşı bir iç savaşa zorlamıştır.

Kendilerine verilen bu oyların, terörün reddedilmesi, hayatın normalleşmesi, siyasetinparlamentoda yapılması için olduğunu, çözüme destek verilmesi, siyaset alanının genişletilmesi olduğunu görmezden gelmiştir.

Halk da, üzerinden daha bir yıl geçmeden, onlardan desteğini çekip, teröre karşı Türkiye'den yana tavır alarak gerekli cevabı vermiştir.

1 Kasım da % 10 a düşen oylar, yapılan anketlerde bugün seçim olsa ancak % 6-7'lerde oy alabilecek sıkışıklığa düştü.

Bu sonuç Kürtlerin önemli bir çoğunluğunun Türkiye bütünü içinde kalmak istediklerini gösteriyor.

Bu sonuç Türkiye'de bir kopuşun, bir ayrılmanın söz konusu olmayacağının anlaşılmasıdır.

Yani emperyalist devletlerin taşeronu, sözde Kürtlerin haklarını savunan terör örgütü PKK ve siyasi uzantısı HDP coğrafi ve siyasi bir bölünmeden, ayrışmadan söz ederken, Kürt halkının çoğu bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Türkiye'de Türkiye halkları ile beraber kardeşçe yaşamaya devam edeceğini ilan etmişlerdir

Terör örgütleri güçlerini birleştirerek, son çırpınışlarla bombalı saldırılarını sürdürüyor.

Terörle mücadelede Kürt halkının vatansever tavrı, demokrasiye ve ülkeye sahip çıkma düşüncelerini görmemezlikten gelemeyiz. Ancak bir kısım vatandaşın her bombalı saldırıdan sonra terörü lanetlemeden, hayatını kaybedenlere başsağlığı dilemeden ''hemen barış'' diye bağırmaları, PKK ile masaya oturun. teröre teslim olun anlamına gelir.

Peki dursak, teröre teslim olsak, terör bitecek mi?

Barış gelecek mi?

Hayır...

Bir kısım insanlar da terörü sulandırmak için her bombalı saldırıdan sonra ortaya çıkıp, ''katil devlet'', ''katil hükümet" diye bağırarak terörün asıl sahiplerini gizlemeye çalışırlar.

Algı operasyonuyla terörün gücünü unutturmaya ve tartışmaları doğrudan bombaların hedefi olan devletin ve devleti yönetenlerin üzerine odaklamaya çalışırlar.                                                                                   Bunlar bir an önce vazgeçmemiz gereken tehlikeli yaklaşımlardır.

Çok geç kalmadan kendi çıkarlarımızı, siyasi menfaatlerimizi bir kenara bırakarak, muvzu bahis vatansa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise herkes bayrak için özgürlük için ezan için kol kola girip,omuz omuza verip Türkiye düşmanlarına karşı amansız  savaş vermek zorundadır.

Başka bir seçeneğimiz yok,

Başka bir Türkiye de yok bilesiniz.

Son Yazılar