ABD Başkanı Trump'ın PYD'ye ağır silah verilmesi yönündeki teklifi onaylaması sonrası, 2018 Mali Yılı Savunma Bütçesinden PKK'nın Suriye kolu, taşeron terör örgütü PYD'ye tam 500 milyon dolar ayrıldı.
Pentagon vakit geçirmeden silahların teslimine hemen başladı.
Bu güne kadar 50 bine yakın YPG'linin askeri olarak teçhizatlandırılması, ABD'nin PYD güçlerinden düzenli bir ordu kurmakta olduğunu gösteriyor. Böyle bir gücü eğitmek, hafif-ağır silahlarla donatmak, istihbarat desteği vermek, bölgede yeni bir devlet kurmak demektir.
Pentagon'un asıl amacı Suriye'nin kuzeyindeki PKK-PYD güçlerini bölgeye hakim silahlı-siyasi gücü haline getirmek ve ''Büyük Kürdistan'' ın temellerini atmaktır. Ancak bu da bir aldatmacadır.
Her ne kadar adı ''Kürdistan'' olsa da aslında ABD burada ''İkinci İsrail'' i kurmayı amaçlıyor.
Kurulmak istenen Kürt ordusu da DEAŞ'a karşı değil, son tahlilde Türkiye'ye karşıdır. Yüzyıldır planlanan Ortadoğu'yu yeniden dizayn etmek için kullanılacaktır.
Terör örgütlerini, bölgedeki etnik grupları, değişik mezhepleri, kendi projelerinde kullanmak, uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Ancak ABD'nin bölgedeki bu projelerin hayata geçmesini Avrupa'da desteklemektedir. Ortadoğu'da ortaya çıkan bu kanlı tablonun sorumluluları da başta ABD olmak üzere Avrupa ve işbirlikçileridir.
Bölgede yaşananların ciddiyetini anlamakta zorlananlara, anlamak istemeyenlere ya da işine gelenlere bir kez daha hatırlatmak isterim. Milli Güvenlik Kurulu'nun tarihinde ilk kez ABD'ye ''Ültimatom'' niteliğinde bir bildiri göndermesi sonrasında,'Bu silahlar hiçbir şekilde Türkiye'ye karşı kullanılmayacaktır, gönderilen silahların listesini Ankara'ya bildirecektir.'' denmesi Türkiye'yi yatıştırmak, uyutmak, zaman kazanmak amacındadır. ABD bu taktiği uzun zamandır kullanmaktadır.
Bunun gibi verilen ya da verilecek olan hiçbir söze itibar edilmemektedir.
ABD-PYD ilişkisi geçici ve taktiksel değildir.
PYD, ABD'nin geçici olarak kullanıp, kenara atacağı bir aparat hiç değildir.
Aksine kalıcı ve Büyük Ortadoğu projesinin bir parçasıdır.
DEAŞ'a karşı mücadelede bahanedir.
Kurulan bu Kürt Ordusu DEAŞ'a karşı değildir. DEAŞ senaryonun bir parçası, oynanan oyunun aktörlerin biridir, ABD'nin bir projesidir.
YPG ve DEAŞ iki aktör aralarında anlaşarak yeni patronları Trump'a bir başarı ödülü sunacaklardır.
Daha önce tek kurşun atmadan Menbiç'i boşaltıp, YPG'ye bırakan DEAŞ, şimdi aynı oyunu Rakka'da sergileyerek YPG'nin ağırlıkta olduğu (SDG) Demokratik Suriye Güçleri'nin açtığı güvenli bir koridordan Rakka'yı boşaltıp, YPG'ye teslim edecektir.
Savaş uçakları, füzeler DEAŞ'lıların boşalttığı kenti yerle bir edecek ve bir kez daha bölgedeki siviller katledilecektir. Sonucunda Trump, Rakka'yı PYD güçleri sayesinde temizlemiş olacaktır.
Türkiye, oynanan bu oyunun farkındadır.
ABD'nin uygulamaya koyduğu bu çok tehlikeli planı önlemekte geç kalınırsa sonucunun çok pahalıya mal olacağını hep beraber görürüz.
Bunun için karşı hazırlıkların, planların, hamlelerin gündeme getirilmesi şarttır.
Türkiye'nin bu süreci engelleyecek altyapısı vardır.Yapılacak olan hep beraber tek yürek doğru ve yerinde cesur adımlar atmak olacaktır.
Türkler, eğer mevzu vatansa daha önce Çanakkale'de olduğu gibi, en zor şartlarda dahi bir araya gelerek, kolkola girerek batının bu hesaplarını bozar.
Bu kez de öyle olacaktır.
Yeter ki kardeşliğimizi ,birlik ve beraberliğimizi bozmasınlar...
YORUMLAR