AB devletleri ile ''mülteciler'' konusu müzakere edilirken, Merkel, ''Bu konuda Türkiye ile işbirliği yapmadan başarılı olmak imkansızdır'' dedi.
Geri Kabul Antlaşması imzalanmasından sonra AB'nin vize muafiyeti uygulaması yönünde prensipte anlaşma sağlandı. Daha sonra durup dururken yeni şartlar gündeme geldi.
AB adına, Almanya Türkiye'den Terörle Mücadele Kanunu'ndan tutun da hukuk sistemine kadar bir çok farklı şartlar öne sürüldü. Böylece meselenin yalnızca sığınmacılarla sınırlı olmadığı ortaya çıktı.
İstediklerini alamayınca da Almanya ''Ermeni Soykırımı'' tasarısını gündeme getirdi.
PYD ve Türkiye'de siyaset yapan bazı yapılarla aynı siyasi çizgide olan Yeşiller Partisi eş başkanı Cem Özdemir'in Federal Alman Meclisi'nde Soykırım Tasarısını kabul ettirmek için nutuklar atarken, dışarıda da parlamento önünde PKK, PYD, Ermeni ve Yunan bayrakları ile Türkiye düşmanları naralar atıyordu.
Her seferinde Türkiye ile Ermenistan'ın dost olması gerektiğini söyleyen Yeşiller Partisi asıl amacının Alman-Türk ilişkilerini bozmak, mülteci sorunu ,AB üyeliği ve Suriye'de kurulacak olan PKK devleti konusunda Türkiye'yi köşeye sıkıştımak olduğu ortaya çıktı.
TBMM de AKP, CHP, MHP bu sözde yasayı kınarken, HDP'nin bu yasanın yanında yer alması ve savunması tesadüf değildir
Gerçekleri görmenin, kişisel ve siyasi çıkarlarımızı bir kenara bırakarak, algı oprasyonlarından kurtulmamızn zamanı gelmiştir. ''Batı gündeme getirdiği her konuda haklıdır. Bizden yapmamızı istediği her şey iyidir, doğrudur,güzeldir'' anlayışını bir an önce terk etmek gerekir. Çünkü gördüğümüz, yaşadığımız gibi batının her zaman hedeflediği, kendi menfaatleri ve çıkarları olmuştur. Her şeyi kendileri yararı için yapmaktadırlar.
Türkiye'yi yanıltıp aldatamayınca,istediklerini yaptıramayınca,''Türkler barbardır, kötüdür, düşmandır.
ABD tarafından 100 yıl önce hazırlanan o harita arşivden çıkarılmıştır. Bu yaşadıklarımız sahneye konulmak istenen bu oyunun birer parçasıdır. Biliyorsunuz Osmanlı'nın son döneminde, imparatorluğunun hakimiyeti altındaki topraklar bu haritada Konstantinepolis, Smyrna, Kürdistan, Ermenistan,
Bugün bu haritanın gündeme gelmesi ve uygulanabilmesi için, dünya emperyalist sisteminin 100 yıl sonra yanı başımızda yine bir savaş alanı yaratması yapılan plan gereğidir, tesadüf değildir.
1. Dünya Savaşı'nda kimler niçin buraya geldilerse, bu günde bu kişiler aynı düşünce ve gerekçelerle buradalar. Bunu unutmamamız gerekir.
Emperyalist sistemin PKK, PYD'yi devletleştirmeye çalışması, paralel çete ve bazı terör örgütlerini kullanması, AB'de Ermeni Soykırımı iddialarının tekrardan gündeme getirilmesi hep bu planın gerçekleşmesindeki yolların açılması için daha önceden yazılmış senaryolardır.
Tüm bu yapılanları, dünyayı yönetme iddiasındaki aklın yaptığını gerekçeleri ile herkes biliyor.
İlk defa burada benden öğrenmiyor. Her yerde de konuşuluyor. Ne yazık ki bu gerçekleri ve gerekçelerini saklama, üstünü örtme, hedefinden saptırma görevini üstlenmiş kişiler Türkiye'de siyaset yapmaktadır.
Ülke kuşatma altına alınmak istendiği bu günlerde milletin aklını çelmek, gerçekleri saptırmak içerde kaos yaratmak, ülkenin ve devletin bütünlüğünü bozmak isteyenlere payanda olmak, hesabını veremeyecek, onarılamayacak yanlışlardır.
Türkiye 100 yıl önce nasıl bağımsızlık savaşı için bir araya gelip, bunları nasıl geri gönderdiyse, bugün de çok büyük bedeller ödeme pahasına da olsa,Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne göz dikenlere gereken dersi verecektir.
Yeter ki bağımsızlığımız için bayrağımız için, vatanımız için bir arada hep beraber mücadele edelim.