Bir Suriyeli mültecinin anlattıkları
Yalçın Kocabıyık

Yalçın Kocabıyık

Ne yapmalı?

Bir Suriyeli mültecinin anlattıkları

09 Ocak 2017 - 20:02

Suriye'de başlatılan iç savaştan kaçanlara kapılarını açan Türkiye'de 4 milyona yakın mülteci yaşam mücadelesi veriyor.

Bir yandan toprakları Suriye'de olup bitenleri takip ederken bir yandan da Türkiye'de yaşananları heyecanla izliyorlar.

İstanbul'da çöp toplayarak hayatını sürdüren  yüksekokul mezunu Suriyeli bir mültecinin  anlattıklarını çok önemli gördüm.

"Ders çıkartabilirmiyiz?" düşüncesiyle kaleme aldım.

Yazılı medyada ve sosyal paylaşım ağlarında çok büyük ilgi gören bu önemli açıklamaları sizlerle paylaşmak istedim. 

"ÖNCEDEN GÖREMEDİK"

''Biz Suriyeli mülteciler topraklarımız üzerinde oynanan oyunları,yapılan planları önceleri göremedik. Emperyalist güçlerinin asıl hedeflerinin coğrafyamız, tarihimiz  olduğunu, kendi çıkarları için topraklarımızı bölüşeceklerini düşünemedik.

'Demokrasi, barış, özgürlük getireceğiz' dediler.

Ama bir çok istihbarat örgütünün kurduğu terörist yapıların saldırılarıyla karşı karşıya bıraktılar. Saldırılar sonrası karanlığa kurşun sıkarcasına karalama, yanıltma, kışkırtma ve provakasyonun her türlüsünü devreye soktular.

Buna satın aldıkları bazı siyasiler, gazeteciler ve sivil toplum örgütlerinin de katıldığını gördük.Sosyal medya üzerinden ülkeyi ve milleti ayrıştırma ve çatışmayı körüklediler.

Algı operasyonlarıyla kafalarımız karıştı, zihinlerimiz bulandı.

Ülkemizin çıkarları için meşru muhalefet hakkımızı ve imkanımızı kullanmak istedik ama ülke çıkarlarıyla kavgalı hale getirildik. Akıl tutulmaları neticesinde ellerine geçirdikleri zihinlerimiz üzerinden bizi şiddet sarmalına tutsak ettiler...'' 

"GERÇEKLERİ GÖREMİYORDUK"

''Artık gerçekleri göremiyorduk. Gerçeklerin yerine algılar yerleşmişti. Ön yargılarla yaşamaya başladık. Karanlık güçlerin bir evi öbür eve düşman etmek için verdikleri kirli ve tehlikeli oyunları başarılı olmuştu.

Birbirimize düştük.

Şii'ler iktidarda olduklarından kendilerinden başkalarını sevmiyorlardı.

Sünni'ler çoğunlukta oldukları için diğerlerini sevmiyorlardı .

Kürt Arabı, Arap Kürt'ü sevmiyordu.

Türkmenler hiç sevilmiyordu, hor görülüyorlardı. Yani Suriye sevgisiz bir ülke haline getirildi.  

Sosyal medyada birbirimize hakaretlerde bulunuyor, küfürler ediyorduk.

Karanlık güçler sosyal medyada yüzyıllardır bir arada yaşayan Suriye halklarını birbirine düşürmek için her şeyi yapıyorlardı.

Herkes kendisinin doğru olduğuna inanıyordu.

Herkes herşeyi herkesten iyi bildiğini sanıyordu.

'Birleşelim beraber olalım.kavga etmeyelim,Suriye'yi parçalayacaklar,vatansız kalacağız' uyarılarında bulunanlara 'Siyaset yapıyorlar'diyerek kulak asmadık.

Her geçen gün ayrıştık, birbirimize düştük. kardeş kardeşi öldürür olduk.

Bizi birbirimize düşürenler kendi kurdukları DEAŞ, EL NUSRA, PYD gibi taşeron terör örgütlerini silahlandırarak Suriye'de bir iç savaş başlattılar. Sonra da 'Barış özgürlük,demokrasi'palavraları ile kendi askerlerleriyle topraklarımıza girip yerleştiler. 

Karşı çıkanlar ya öldürüldü yada sürüldü.

Suriyede yaşayan her üç kişiden biri ya ölü ya da bizim gibi yabancı ülkelerde mülteci...''

"TEK YÜREK OLAMADIK"

''Emperyalist ülkelerin karanlık güçlerine karşı bir araya gelip tek vücut, tek yürek olamadık.

Yüzyıllardır bir arada kardeşçe yaşayan Arab'ı,Kürt'ü, Yezid'i, Türkmeni , Şii'si,Sünni'si, Hiristiyanı bir arada tutamadık. Yani birlik olamadık.

Şimdi İstanbul'un çöplüklerinde sefalet içinde hep beraber yaşam mücadelesi verebilmek için bir aradayız.

Suriye'de topraklarımız parçalanırken kavga eden, tartışanlar, birbirini öldürenler burada çöp toplarken kimseyle tartışmıyor kavga etmiyor.

Topraklarımızdan uzak yabancı ülkelerde çöplüğe düşünce birleşmeyi, dayanışmayı,kavga etmemeyi öğrendik. Bunun için çok geç kalındığını da biliyoruz. İstanbul'da sokaklarda yaşadığımız, ve geceleri çöp topladığımızdan 15 Temmuz'da yaşananları yakından gördük.

Türk milletinin darbecilere karşı verdikleri mücadeleyi görünce Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin farkını daha iyi anladık.

Bizi bu hale getirenlerin Türkiye'de niçin başarılı olamadıklarını gözlerimizle gördük.

Suriye'nin neden parçalandığını, bizim bu çöplükte olma nedenini daha iyi anladık...''    

Üniversite bitirmiş Suriyeli mültecinin anlattıklarını kaleme aldım.

Şimdi soruyorum ''Gerçekleri görebilmek öğrenebilmek için muhakkak yaşamak mı gerekir?

Yoksa yaşananlardan ders çıkarmak daha kolay değil mi?

Son Yazılar