Bugün Survivor ve orada yarıştığını zanneden Erdi'yi yazacağım.
Ülkenin bu kadar sorunu varken,
Önümüzde ülkenin geleceğini belirleyecek referandum varken, Survıvor yazmak da nereden çıktı demeden, sonuna kadar okuyun.
Survıvor'da Erdi diye bir yarışmacı var.
Sportmen değil...
El becerisi yok..
Ne yüzebiliyor..
Ne koşabiliyor..
Güçlü değil,
Dayanıklı değil..
Atış yapabiliyor mu bilemiyorum.
Onu hiç atış yaparken göremedim.
Çünkü parkur ne olursa olsun, o kadar geride kalıyor ki, o daha her parkurun sonunda yapılan atış bölümüne geçemeden rakibi atışlarını tamamlayıp yarışı kazanıyor.
Rakipleri onunla yarışmak için can atıyor.
Takımındaki yarışmacılar, mecbur kalmadıkça onun yarışmasını istemiyorlar.
Çünkü, tek bir yarış kazanmışlığı yok...
Aynı gün girdiği yarışlarda kendisi nal toplarken, girdiği 5 yarışın beşini de kazanan takım arkadaşını, "Yarış kazanmak önemli değil" diyerek yarış kazandığı için eleştiriyor.
Oysa o takım arkadaşının kazandığı yarışlar nedeniyle akşam yemeği yeme fırsatı yakaladığını göz ardı ediyor.
Eğer onun başarısına kalsa, takım arkadaşları açlıktan ölecek.
Kendi takımındakilere sorarsanız, bir an önce evine dönmesi gereken kişi.
Zaten her dokunulmazlığı kaybettiklerinde "Gitsin" diye onun adını yazıyorlar..
Fakat bir türlü gitmiyor.
Neden mi?
Çünkü gitmesi için halk oylaması yapılıyor ve oy kullanan halk, nedendir bilinmez Survıvor'a neden geldiği belli olmayan, hiç bir işe yaramayan Erdi'ye oy yağdırarak orada kalmasını sağlıyor.
Ondan daha güçlüsünü, daha hızlısını, daha dayanıklısını evine yolluyor.
Halkın bu ilgisi, yarışlarda nal toplayan Erdi'nin çenesine vuruyor.
"Halk beni istiyor" diye herkese meydan okuyor.
Survıvor'u izlerken özellikle eleme gecelerinde şu ikileme düşüyorum:
Ya halk seçimini yanlış yapıyor.
Ya da halkın seçimini kimse dikkate almıyor.
Şimdi ülkenin bu yoğun gündeminde bu yazı oldu mu?
Bilmem..
Ona da siz karar verin...
YORUMLAR