"Diplomam var, entellektüel birikimim var, sosyal çevrem var, hitabetim fena sayılmaz ama siyasette bir türlü istediğim yere gelemiyorum" diye yakınıyorsanız, tam yerine geldiniz.
Öncelikle söyleyeyim, devir liyakat, bilgi, birikim devri değil.
Eğer önemli bir makama gelmek istiyorsanız çok şey bilmenize, yıllarca okullarda dirsek çürütmenize, mesleğinizde başarılı olmanıza, bir ideolojiye inanmanıza hiç gerek yok.
Kimse bunlara bakmıyor.
Eğer önemli çok önemli bir makam istiyorsanız, ilk işiniz gözünüzün kestiği parti liderine hakaret etmek olsun.
Evet, yanlış duymadınız.
Siyasette bir yerlere gelmek, karar mercilerinde koltuk sahibi olmak istiyorsanız aslında yapmanız gereken bu.
Hakaret edin.
Seçtiğiniz parti lideri hakkında, doğru veya yalan hiç önemli değil, aklınıza gelen her şeyi söyleyin..
Mesela;
"Senden Başkan olmaz" deyin,
"Hırsız" deyin,
"PKK ile işbirliği yapıyorsun" deyin,
"Fetöcüsün" deyin,
"Yedi sülalenden hesap sormazsam namertim" diye üst seviyeden kükreyin,
"Kanı bozuk" deyin,
"Harun olmaya geldiniz, Karun oldunuz" deyin,
Korkmayın en yüksek sesle söyleyin bunları.
Söylediklerinizin doğru olması, gerçek olması gerekmez.
Yeter ki yüksek sesle en ağır hakaretleri yapın.
Ve sonunda göreceksiniz, o yıllarca özlem duyduğunuz yere veya o hakaret ettiğiniz liderin size uygun gördüğü önemli bir makama geleceksiniz.
"Olur mu böyle şey, hani nerede liyakat, hani nerede bilgi birikim" diye soruyorsanız siz bu ülkede siyaset yapmayın hemen bırakın.
Şöyle bir geçmişe dönüp iktidara bakın,
Sonra günümüze dönüp Ana Muhalefete bakın,
Kimler bakan olmuş,
Kimler genel başkan yardımcısı olmuş,
Kimler, baş danışman olmuş...
Önemli makamlar için tercih nedeninin ne olduğunu görürsünüz.
İktidarın başlattığı modaya artık ana muhalefet de uyuyor, aynı yoldan gidiyor...
Bakın, bu tavsiyemi yerine getirirken Silivri tehlikesi de göndeme gelebilir ama o da önemli değil.
Silivri sonrası, Meclis garanti nasıl olsa..
YORUMLAR