O, bir çok şeyi ölümsüzleştirdi..
Onun işi ölümsüzleştirmekti...
Fotoğraf makinesini eline aldığında, ne çekerse çeksin bir sanat şahaseri ortaya çıkardı..
Tüm gazetecilik yaşamını İzmir'de geçirmesine rağmen Türkiye'nin tanıdığı bir isim olmak kolay değil.
İşini mükemmel yapardı.
Kendisi, karakteri, yaptığı işlerden daha mükemmeldi.
Ergun Ulcay Paşamızdı o..
Sabah O'na günaydın diyerek işe başlamak, o günün keyifli geçeceğinin garantisiydi.
Işık saçardı,
Sevgi dağıtırdı çevresindekilere..
En çok da ölümden korkardı.
Sık sık takılırdık Paşamıza.
"Paşam rengin sararmış" dediğimizde, soluğu kurum doktorunun yanında alır ilk sorusu "Nasıl doktor durumum ciddi mi" olurdu.
Onun bu hassasiyetini bildiğimiz için takılmadan geçemezdik Paşamıza...
Gazetenin içinde bu yüzden kovalamadığı arkadaşımız yoktu.
Uğur İşven, Esat Erçetingöz, Yılmaz Özdil, Fatih Çekirge, Halit Kakınç, Osman Gencer, Erkin Usman, Apti Karagözoğlu, Hasan Çömlekçi, Muzaffer Oktay, Atilla Sertel, Yaşar Aksoy, Ergun Gümrah, Levent Tüzemen, Cavit Tuna onunla uğraşmayı çok severlerdi.
Onu aynı gün 5-6 kez doktora yollarlardı, "Kötü görünüyorsun" diyerek.
Onu gazetedeki herkes çok severdi ama yazı işlerindeki, haber ve ilan servisindeki kızların hepsinin sevgilisiydi.
Filiz Çiçek, Esen Evran, Figen Pehlivan, Feride Özel, Nilgün Çınar, Tülay Arıcan, Neşe Süs, Remziye Bekmen, "Paşamız" derlerdi başka şey söylemezlerdi.
Yıllarca İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nde yöneticilik yaptı.
Kimsenin kalbini kırdığını görmedim.
Herkesin sorunu ile ilgilenirdi.
Emekli olduktan sonra Yeni Asır TV'de Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Paşamız yine hep aynı Paşaydı.
Mütevazi, sıcak, dost, can, neşeli, sevecen ve güvenilir...
O, kendinden bir parça haline gelen fotoğraf makinesiyle çektiği fotoğraflarla çok şeyi ölümsüzleştirdi.
Ve.. Sonunda kendisi de ölümsüzleşti.
Onun gazetecilik heyecanı genç gazetecilere örnek olacak..
Ve inanıyorum ki, yıllarca foto muhabiri olarak her santimetresini ölümsüzleştirdiği İzmir onu da ölümsüzleştirecek.
En kısa sürede Paşamızın adının ona yakışan bir yere verileceğinden hiç şüphem yok.
Paşamız ölmez.
O kalbimizde hep yaşayacak...
İzmir onu unutmayacak.
Işıklar içinde uyu Paşam...