PKK kimi temsil ediyor..
Daha doğrusu kimi temsil ettiğini iddia ediyor...
Kürtleri..
Yani eylemlerini onlar adına yaptıklarını iddia ediyorlar..
Peki, bizim kardeş bildiğimiz,
Can bildiğimiz,
Kurtuluş Savaşı'nı Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde beraber yaptığımız,
Kız alıp verdiğimiz,
Aynı kapıdan evlerimize girdiğimiz,
Aynı suyu içip aynı ekmeği yediğimiz,
Ülkemizdeki yaşam sorunlarını birlikte göğüslediğimiz,
Aynı otobüse bindiğimiz,
Aynı işyerinde çalıştığımız,
Aynı takımı tuttuğumuz,
Aynı bayrağa taptığımız,
Aynı kaldırımları çiğnediğimiz,
Aynı hastanelerde şifa aradığımız,
Düğünlerimizde el ele kolkola, omuz omuza halay çektiğimiz,
Cenazelerimizi birlikte kaldırdığımız,
Cebimizde TC kimliği taşımaktan onur duyduğumuz
Kürt dostlarımız bunu kabul ediyor mu?
Benim yanıtım "Hayır.."
Kabullenmezler biliyorum.
Türkiye'nin güçlü bir ülke olmasından endişe duyan belli ülkelerin taşaron olarak kullandığı PKK, kendine yasal bir kılıf uyduruyor.
"Batı" dediğimiz "Tek dişi kalmış canavar" da hazır zaten bu uydurulan kılıfı kabullenmeye.
OHAL dolayısı ile mümkün olur mu bilmem.
Ama eğer mümkünse, tüm Kürt kardeşlerimiz aynı anda meydanlara çıkıp ellerinde Türk bayrakları ile "PKK terör örgütüdür ve bizi temsil etmiyor.." diye haykırmalı...
O kulakları sağır gözleri kör, sözde dost ülkeler de bunu birinci ağızdan duymalı..
O zaman kıvıramazlar..
O zaman PKK'lı itlerin itlaf edilmesine "Kürtlerin yok edilmesi" olarak bakamazlar...
Bombalar patlarken Türk-Kürt demiyor.
Şehitlerimizin cenazelerinde Kürtçe ağıtlar da yakılıyor..
Gün birlikte olmak,
Birlikte sesimizi yükseltmek,
Dosta düşmana birlikte ayrılmaz bir parça olduğumuzu haykırmak zamanıdır.