Çözüm süreci ama kiminle?
Nevzat Dönmez

Nevzat Dönmez

Çözüm süreci ama kiminle?

24 Kasım 2015 - 20:53

 

24 Kasım 2014 Pazartesi

Çözüm süreci üzerine herkes bir şeyler söylüyor.

Eline kalemi alan yorumlar yapıyor.

Hepsini dinliyor, hepsini okuyorum ama inanın hala ne olduğunu anlamadım çözüm sürecinin.

Kendimden şüphe etmeye başladım.

Kesin kalın kafalıyım.

Öyle ye herkesin bildiği, anladığı, fikir yürüttüğü şeyi hala anlayamadım.

Öncelikle öğrenmek istediğim şey, “Kiminle, neyin pazarlığını yapıyoruz…”

Hani Türk-Kürt diye ayrımcılık yapanlar var ya, onlardan şu soruma samimi bir yanıt bekliyorum belki anlamama yardımcı olur.

“Bu ülkede Türklere verilip de Kürtlere verilmeyen ne var?”

Hakkari’deki Türk vatandaşı Kürt arkadaş, “Çoluğu çocuğu toplayıp İzmir’e gideceğim” diyor da ona yasak koyan mı var?

Türk-Kürt diye yazmak bu ayrımı yapmak bile hoşuma gitmiyor. Ülkemizde biz bugüne kadar kimseyi azınlık olarak görmedik ki.

Hangi Kürt arkadaş, hangi okula girmek istemiş de, “Sen Kürtsün giremezsin” demişler.

Bu ülkedeki en popüler sanatçılar Kürt asıllı olduklarını bağır bağır bağırmıyorlar mı?

Onları dinlemiyor muyuz? Hem de büyük keyifle dinliyoruz. Gözümüz yok ama bu ülkede kazandıkları paralarla oteller yaptırıyorlar, en lüks otomobillere biniyorlar.

Dedim ya Allah daha çok versin gözümüz yok ama gerçekler bunlarken sorun nerede onu bulamıyorum…

BİRİNCİ SINIF VATANDAŞ

Çok klasik gelecek ama bu ülkede Kürt kökenli vatandaşlarımız Cumhurbaşkanı, Başbakan olmadılar mı? Birileri çıkıp da onlara “Kürtsün orada ne işin var” dedi mi?

Hayır.

Çünkü hepimiz bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıyız.

Ehliyet alırken, ev alıp villa satarken, otomobil kiralarken, yolda yürürken, pazarda alışveriş yaparken, aklınıza günlük yaşamdan ne gelirse onu buraya ekleyin, bütün bunları yaparken size, “Türk müsün-Kürt müsün” diye soran var mı Allah aşkına.

Bu ayrımcılığı yapanları dinlerseniz, bu ülkede Kürtlere yaşam hakkı tanınmadığını, Türklerin bir eli yağda bir eli balda olduğunu sanırsınız.

Ülkemizde işsizlik var mı? Var.

Zor şartlarda geçinmeye çalışanlar var mı? Var.

Açlık sınırının bile altında bir asgari ücret veriliyor mu? Evet veriliyor.

Peki işsizlerin hepsi Kürt mü?

Kürtlere asgari ücret veriliyor da, Türklere beş katı mı ödeme yapılıyor?

Türk de, Kürt de, patrondan, asgari ücreti belirleyen mercilerden şikayetçi değil mi?

Bu sıkıntıların hepsini, Türk veya Kürt vatandaşlarımızın yarıdan fazlası çekmiyor mu?

35 yıldır oturduğum semt olan Güzelyalı’nın en sevilen esnafı Mardinli ve Kürt olduğunu herkesin bildiği midyeci Hasan.

Merak edeniniz varsa gelsin Güzelyalı’ya sorsun midyeci Hasan’ı, en küçük çocuk bile, “Can Can Büfe’nin hemen yanında” diye onun seyyar tezgâhını tarif edecektir.

Kimse onu kendinden farklı görmez ki.

BÖLÜCÜLER VAR

 

Bir ay önce Diyarbakır ve Mardin’e gittiğimde oradaki insanların İzmirlilerle, Manisalılarla, Muğlalılarla, İstanbullularla bir sorunu olmadığını, kendilerini farklı görmediğini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan mutlu olduklarını gördüm, yaşadım.

Türk’ün Kürtle, Kürdün Türk’le bir sorunu yok. Sadece, bu yapay sorunu yaratıp ondan rant sağlamaya çalışanlar var.

Yani, karşımızda, ülkemizin bütünlüğünü bozmak için bir araya getirilmiş bir güç var.

Eğer onlarla pazarlık yapılacaksa bilinsin ki, onlar asla ve asla Kürt halkının temsilcisi değiller.

Bölge insanının iyi eğitim görmemesi için okul yakıp, öğretmen öldüren, yapılan yatırımları yakıp yıkarak bölgeyi ekonomik çöküntüyle baş başa bırakan terörist topluluğunun ne olduğunu en iyi o bölgede yaşayan insanlarımız biliyor.

“Biliyor da neden gereğini yapamıyor” derseniz verilecek tek yanıt şu: Can tatlı…

“Bu iş silahla çözülmez. Çözülseydi yıllardır sürmezdi” diyorlar ya; En çok bu söze kızıyorum.

Askerimiz silahla durumu normale getiremedi ama görülüyor ki, Kürt vatandaşlarımızı kendi kötü emellerine alet etmekten başka şey yapmayan bölücü teröristler silahla istediklerini alacaklar.

 

Son Yazılar