Kadınlar... Bizim kadınlarımız
Yalçın Kocabıyık

Yalçın Kocabıyık

Ne yapmalı?

Kadınlar... Bizim kadınlarımız

07 Mart 2016 - 20:33

Dünyada bir tek günleri olan kadınlarımız 8 Mart'ta var olan bütün silahlarını takınır yüksek sesle haykırarak, ''Erkekler karşı biz de varız'' diye sıkıntılarını anlatmaya çalışırlar.

Önce kadınları yılın sadece bir günü anımsamak onlara yapılan en büyük haksızlıktır.

Sonra da yurdumuzda Atatürk ilke ve devrimlerinin bu güne kadar gelişerek getirdikleriyle kadınlarımız olabildiğince haklı, ayrıcalıklı, günümüz yaşam koşullarında olabildiğince özgür ve bağımsızdır.

Çalışma yaşamına her dalda katılması da özgürlüğünü daha da artırmaktadır. Kadınlarımızın ekonomik, siyasi ve sosyal alanlardaki kazanımları ve başarıları da unutulmamalıdır.

Artık, ''Kadınlar bizim kadınlarımız, soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen'' ve ''Adı olmayan kadınlar''ımız değildir.

''Eksik etek,kaşık düşmanı'' kadınlarımız anlayışı yavaş yavaş yok olmaktadır.  

Bütün bunlar kadının kurtuluşu anlamına gelmez.

Alın yazısıymış gibi ev işlerinin tümünü yüklenmesi, bu işlere harcanan emek ve zaman kadının insan olarak kendisini geliştirmesinin önünde büyük bir engeldir.

Ayrıca emeği sömürülürken cinsiyetçi yasal yaklaşımlar, gelenekler ve toplumsal kurallardan dolayı sıkıntılar yaşamaktadır. Kadınlar başkalarının ihtiyaçlarını  karşılamak uğruna, toplumsal mücadeleden, demokrasi kavgasından, üretkenlikten uzak bırakılmıştır. 7

En tehlikeli olanı gördükleri şiddettir.

Kadınlarımızın kurtuluşu bu şiddeti uygulayan bizlerin yani erkeklerin elindedir.

Biz hala, ''Kadının karnından sıpayı,sırtından sopayı eksik etmeyeceksin''dersek.

Biz hala, ''Dayak cennetten çıkmadır' 'manasızlığına inanıyorsak,

''Kocasıdır döver de,sever de'' diyenlerden cesaret alıyorsak,

Karısını döven kocayı korumak için, ''Aman karışmayın, karı koca arasına girilmez'' deyip duyarsız kalırsak, şiddet uygulayan aciz insanlardan farkı olmayan sefil insanlar olarak şiddetin bir parçası haline geliriz.

Kadınlarımıza hakaret, küfür etmek,aşağılamak,

Onları parasız bırakmak,

Evli olsak bile rızası olmadan cinsel ilişkiye zorlamak,

İstemediği halde çocuk yapmaya mecbur etmek.

İstemedikleri ortamlarda zorla bulundurmak,

Özgürlüklerini kısıtlamak,

Onları yok saymak, görmemezlikten gelmek de kadına şiddet olduğunu unutmamamız gerekir.  

Şiddete dur diyemiyoruz.

Normal yaşantımızın her anında şiddete baş vuruyoruz.

Komşuya gittin dayak,

Yemek tuzlu olmuş dayak,

Kapıyı geç açtın, yan baktın, televizyonda elin adamına yakışıklı dedin dayak, sonra da kocasıyım severim de döverim de diye haklı olduğumuzu zannederiz.

Kadına şiddeti önlemek için kızımıza, kadınlarımıza ''evde otursun,dışarıya çıkmasın'' diyoruz.'

"O saatte ne işi vardı'' diye soruyoruz.

Kadına şiddet uygulamış, öldürmüş adama, ''Aşık olmuş ne yapsın?''diye destek çıkıyoruz.

Aslında kendi namusuzluğumuzu,kadının namusuyla örtmeye çalışıyoruz.

Kadın ve kadın bedenini namus kavramı ile özdeştiriyorsak biz adam olamayız ve kadın cinayetlerinin sorumlusu sayılırız. Çünkü namus sadece kadın için değildir aynı zaman da erkek içindir de. Kadınlar sahip oldukları bedenleri için öldürülmemeli, kadın oldukları için şiddet görmemelidir.

Erkeğin şiddetine maruz kalmış kadını toplumdan uzaklaştırıp sığınma evlerine hapsetmek çözüm değildir. Bana göre doğrusu, şiddet yapan adam aramızda elini kolunu sallayarak yaşamamalı, sığınma evlerine alınmalı, işinden uzaklaştırılmalı, ailesi ve çocuklarıyla görüşmesi kısıtlanmalıdır.

Devlet  bu hasta adamı tedavi etmeli yani şiddet uygulayan kişiye yalnızca ''suçlu'' damgası değil ''hasta''damgası da vurulmalıdı.

Kadına da sahip çıkılmalı, korumalı, eğitim görmesi ve çalışması sağlanmalıdır.

Ne yazık ki aşkına karşılık alamayınca kadını öldüren,

''Ya benim olacaksın yada toprağın''diyen,'

'Ben seni seviyorsam,sende beni seveceksin''diye düşünen, bunu doğal karşılayan hatta alkışlayan bir ülkede yaşıyoruz.

Bizim sevgi anlayışımız bu olmamalı.

''Biz sevdiklerimizi ölesiye değil, öldüresiye seviyoruz'.

'Bilmek gerekiyor ki aşk ne yazık ki her zaman karşılık gören bir duygu değildir.

Aşk ölüm kalım meselesi de değildir.

Bir yürek işidir, bir onur işidir ve gerçekten insanca hissetmeyi bilenlerin işidir.

Karşınızdakine, ''Dünyanın en muhteşem insanı olduğunu'' hissettirme duygusudur.                                     Kadınlar bizim kadınlarımız... Başımızın tacı gönlümüzün sultanı kadınlarımız...Sizleri koruyamadığımız için özür diliyoruz..

Son Yazılar