Geçtiğimiz hafta Diyarbakır'da toplanan Demokratik Toplum Kongresi'nde HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş'ın nihayet dürüst bir şekilde, niyetini ve düşüncelerini söylediğine şahit olduk.
Ne yapmak istediklerini, hedeflerini,
''Öz Yönetim'' talebinde bulundu.
Bu daha önce dile getirdiği ''yerinden yönetim'' talebi gibi değildi.
Açıkladığı bir bölünme bildirgesiydi.
Öz yönetimde bölge yürütme konseyince yönetilecek, yasama görevi Kongra*Gel' de olacak, yargı özerk bölgelere göre yeniden düzenlenecek.
Yani, ''Halk Mahkemeleri'' kurulacak.
Asayiş ve güvenlik ise PKK'nın silahlı gençlik örgütü şu an güvenlik güçlerimizle savaşan YDG*H 'nin oluşturduğu Öz Savunma Birlikleri tarafından sağlanacak. Özerk Bölge ilan edilen yerde seçimlere müdahale edilemiyecek.
Seçilenler asla görevden alınamıyacak,
Eğitim öz yönetim tarafından verilecek,
Programın diline onlar karar verecek,
Enerji kaynakları öz yönetimce kullanılacak ve denetlenecek,
Yani çıkacak petrol, her türlü maden o bölgenin olacak
Güvenlik kendi askeri ve polisi ile sağlanacak.
Selahattin Demirtaş, daha da ileriye giderek, "Kürtlerin bağımsız bir devleti de olacak, federal devleti de, kantonları da ve özerk bölgeleri de olacak" dedi.
Yani on yıl önce PKK'nın ortaya attığı fikirleri bugün kürt siyasetçileri resmen kabul etmiş görünüyor.
Seçimler öncesi yerinden yönetime, demokratik yönetime "Öz Yönetim"diyen Selahattin Demirtaş, Rusya ve ABD ziyareti sonrası PKK'nın sözünü ettiği etnik ve mezhepsel temizlik istenen,bir bölünme projesi olan bu bildirgeyi kabul etmiş görünüyor.
Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığına aday olan, ''Biz Türkiye partisiyiz, Türiye'nin birliğine olan inancımız tamdır'' diyen, mitinglerde Türk Bayrağını kullanıp, ''Bu kürt hareketinin normalleşmesi demektir'' diyen Öz Yönetimin Türkiye'nin üniter devlet yapısı ve demokratik parlamenter sistemi içinde gerçekleşecektir anlayışını benimseyen Selahattin Demirtaş 27 Ağustos 2015'te İzmir'de, ''Ölümlerin derhal durması lazım, PKK'nın amasız, ancaksız silahlı, bombalı şiddet eylemlerini şehirlerde ve dağlarda hemen durdurması lazım'' diye Türkiye'ye seslenmişti.
Türkiyelileşme sevdasında olan HDP, seçimlerde, ''Doğuda, güneydoğuda ne istiyorsak ayni şeyleri Ege için de, Trakya için de,Karadeniz için de istiyoruz'' diyordu.
Bazı sol kesim, ''Gelecekte demokrasinin lideri'' görüp oy vermişti Selahattin Demirtaş'a.
Şimdi kandırıldıklarını düşünüyorlar.
Çoğunluk da, ''Dilleri bunları söylüyor ama kalpleri başka şeyler için atıyor''diye güvensizliklerini dile getiriyor.
Bu güne kadar düşünmeye bile cesaret edemedikleri ne varsa hepsini bir anda söyleyen Demirtaş, hangi Türkiye düşmanı gücün gazıyla hareket ediyor bilemem ama Türkiye halkları için doğru yapmıyor.
Başından beri PKK ve HDP'nin yürüttüğü mücadelenin amacı ''Kürt''sorununu çözmek değildi. Kürdistanı kurmak, Türkiye'yi iki uluslu bir yapı olarak yeniden yapılandırmaktı.
Sonra Suriye, Irak ve ileride İran Kürdistanlarını birleştirmek hayal etmeleriydi.
Teröre destek vermek, Kürtlerin yaşadığı batı illerinde halkı iç savaşa sürüklemek amacıydı.
Ancak PKK'nın arkasına takılmak siyasi intihar demektir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti ülke güvenliği, vatanın bağımsızlığı söz konusu olduğunda, sınırları tartışıldığında tepkisi çok farklı olur.
PKK ve yandaşları yaptıklarına devam ederlerse silahlarını bırakmazlarsa tümden yok olması kaçınılmaz olur.
Artık HDP'nin Türkiyeli bir parti gibi siyaset yapma imkanı kalmamıştır.
Aldığı talimatla partisini kapattırmaya çalışan sonrada dışarı ''Siyasi mücadelemizi elimizden aldılar'' deyip hendek savaşlarını haklı göstermeye çalışmayın.
Size destek verecek olan emperyal devletlerin çok uzun zamandan beri Türkiye'yi bölme düşüncelerini hepimiz biliyoruz.
Silahla, bomba ile mayınla, hendekle, insan hakları, kürt halkının haysiyeti, demokrasi ve barış sağlanamaz. Kürt halkının size, ''Çocuklarımız neden ölüyor?'' diye soracağı günler yakın.
Bugüne kadar silahla terörle, siyasi zorbalıkla Kürtlerin yalnızca küçük bir kısmının desteğini alabildiniz.
Bu hayalden vazgeçin.
Türkiye'de Aleviler,sünniler, Kürtler, Türkler, Araplar,
Biz Mustafa Kelmal'in kurduğu Türkiye Cumhuriyet'inde misak*i milli sınırları içinde halkların kardeşliği şiarıyla yaşamak istiyoruz.
Büyük Kürdistan hayalinden de vazgeçin!
Irak, Suriye, İran Kürdistanlarını birleştirmek hiçkimsenin işine gelmez.
Kuzey Irak ve Kuzey Suriyede Emperyalist Devletlerin desteği ile belki bir Kürt Devleti kurulabilir. Ancak bu devleti Kürtlerden çok herkesin yönettiği bir devlet olacağı da unutulmamalıdır.
Türkiye'den toprak alarak, Türkiye Kürdistanını beyninizin derinliklerinde bile saklamayın. Buna önce Kürt halkı karşı çıkar.
Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi vatanımızın bütünlüğüne göz koyan kim olursa olsun kanımızın son damlasına kadar mücadele ederiz!