Bir partili olarak değişim isteyebilirsin...
Bunu anlarım...
Kurultay delegesi isen bunun için imza atabilirsin...
Bunu da anlarım...
Ama, bir şehri yönetmek üzere seçilmiş bir belediye başkanının kurultay delegelerini telefonla arayarak olağanüstü kurultay "imza" baskısı yapmasını...
Anlayamam...
Sana ne!
Kimsin sen..
Bu hakkı kendinde nasıl görüyorsun..
Normal bir partili olsan o delegeleri arama cesaretini gösterebilir miydin.
Üzerinde oturduğun ve kalkmamak için her türlü bizans oyunlarını yaptığın koltuk veriyor bu cüreti değil mi?
Partiden hiç bir beklentisi olmayan, bilgisine, birikimine, tarafsızlığına hayran olduğum Oktay Gökdemir hocam, bakın ne paylaşmış sosyal medyadaki sayfasında:
"Buca'nın 5 kurultay delegesi de imza vermiyor... Biz bir ekipiz.. Siyaseten doğru neyse onu yapıyoruz... Arkadaşlarımı kutluyorum...Duyuyorum ,hiç bir şey gizli kalmaz... Aziz kocaoğlu ve Alattin Yüksel, sürekli arkadaşlarımızı arıyorlar... Nafile çaba , beyhude yorgunluk...."
Bu paylaşımın altında o kurultay delegemlerinden birinin yorumu şu:
"Bize yakışan da odur Hocam, vermiyoruz..."
Ben de hem sevgili hocam Gökdemir hem Bucalı kurultay delegelerine sesleniyorum buradan:
"Herkes kendine yakışanı yapıyor..."
Kimileri koltuk için her şeyi mübah sayıyor..
Kimileri, tehdit de edilse, rant da teklif edilse ilkelerinden ödün vermiyor...
Söz sosyal medyadan açılmışken yine siyasi birikimine, öngörüsüne ve tecrübesine çok değer verdiğim Azimet Gürbüz'ün paylaşımından da iki satır paylaşayım sizlerle:
PARTİ AĞALARI DEĞİŞİM İSTİYOR
"İzmir'de partiyi babasının çiftliği gibi gören, parti politikalarını, partideki görevlendirmeleri ellerindeki kamu gücüyle istedikleri gibi belirliyenler “değişim" diyorlar. Onlar saraylarınızı terk etmemek için pazarlık masasında. Partililerin bir kısmı bilmiyor olabilir ama “aracı ve komisyoncu” kesiminden değişimci olmaz, olsa olsa prim kotası” belirlersiniz, yılsonu hedef kotaları belirlersiniz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun akıl daneleri sizlerdiniz ama kadere bakın ki kendisini savunuyor pozisyonuna düşüyoruz. CHP için 10 yil önce, "Bu partiden bir şey olmaz diyen siz, ne oldu da değişirse güzel olur noktasına geldiniz? Kılıçdaroğlu'nu dün yere göğe koyamayanlar, yönetim kadrolarında ve milletvekili listelerinde yer bulamayınca birden "muhalif" kesiliyorlar! Bırakın bu boş lakırdıları da, partide nasıl bir "değişim" istediğinizi programsal anlamda kamuoyuna açıklayın! CHP'nin çıkmazı kişi sorunu değil ideoloji sorunudur. "
BİR SORU: Sayın CHP İzmir il Başkanı Deniz Yücel.. Bir belediye başkanının kurultay delegelerini arayıp baskı yapması parti tüzüğünde var mı? Belki adli bir suç değildir bu ama bir parti suçu da mı değil. Bu iddiaları sosyal medyada paylayan partilililer, yalan söylüyorsa onları, eğer doğru söylüyorlarsa muhatapları hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz?
YORUMLAR