Helalleşmek de aslında affetmektir
İkbal Kaya

İkbal Kaya

Yaşamın renkleri

Helalleşmek de aslında affetmektir

27 Ekim 2016 - 23:07

‘Hakkını helal et.’

‘Helal et ki rahat bir nefes alayım.’

‘Helal et ki son bir nefes vereyim.’

 

Sahi, ‘Hakkını helal et’i ne zaman söyleriz?

Giderken...

Kul hakkı kalmasın isteriz.

‘Ne olduysa aramızda geçti, gitti, bitti’yi onaylamak isteriz.

Helalleşerek, ‘Yoluma sensiz, içim rahat devam etmek istiyorum’ deriz.

Bazen de...

Helalleşerek, ‘Yeniden başlayalım mı?” deriz.

Her şeyi geride bırakarak bir şans daha isteriz.

Kimse o helalleşeceğimiz, onu görmeden, gözlerinin içine bakmadan bir türlü gidemeyiz.

Öylece bekleriz...

Bazen bu hasta yatağı olur...

Bazen ameliyat kapısı...

Bazen de bir türlü çıkılamayan uzun bir yolculuk öncesi...

Helalleşirken, ‘Affet’ demek isteriz aslında.

Affedilmemenin yükü, kul hakkı oluverir.

Ve o kul hakkı ayak bileklerinize dolanan zincir misali sizi yürütmez.

Sırtınızda koca bir yük olur, yönünüzü buldurtmaz.

Biliriz ki, o yük yaşatmaz, nefes aldırmaz.

Yine de son anlara bırakırız affetmeyi.

Gözümüz kapıda, kulağımız telefonda, umutsuzca bekleriz.

Zaman öylece akar gider...

Ve nihayetinde, helalleşemediysek eğer, cenaze namazında hoca bizim yerimize, ‘Hakkınızı helal ediyor musunuz?’ diye üç kez soruverir.

Tabii o geldiyse...

Ya gelmediyse?

Neyi bekliyoruz?

Son noktayı mı?

Kapıyı biz çalalım, telefonu biz açalım, bizim ayak tıkırtımız olsun karşı tarafın sevinci...

‘Affet’ diyelim...

‘Beni affet’...

‘Seni affettim...’

‘Her şey yaşandı ve bitti, geçmişi geri çeviremeyiz, olanları değiştiremeyiz.'

‘Seni affediyorum ve yoluma şimdi affetmenin özgürlüğü ile devam etmeyi seçiyorum.’

‘Affediyorum iyileşiyorum.’

‘Hayatımda yeniye yer açıyorum.’

Şimdi...

Hazırım...

Hoş geldin özgürlük...

 

 

Son Yazılar