Koşarak yaşamak gerek
İbrahim Yüncü

İbrahim Yüncü

Pazartesi mektupları

Koşarak yaşamak gerek

11 Ocak 2016 - 02:06

11 Ocak 2016

Ancak enerjim akşam 20.30 a kadar…

Sanatsal etkinler açısından İzmir'de yukarı bir trend var. Örneğin sinematek gösterileri veya Norveç Filmleri Festivali, özel tiyatrolar v.s…

Günü yaşamak için zaman erken başlamalı...

Sabahın ilk ışıklarını izleme alışkanlığım var. Hele Urla’da ufuk geniş, Ulu çam ağaçlarının üstünden yükselen o muhteşem renkler, keyif veriyor bana…
Bu tablo, tanrının güne erken başlayanlara bir hediyesi diye düşünüyorum.
Erkenci derler bize…

Sabah 7, telefonlaşırız...

Bu saatte telefon olur mu?

Olur! İyi bir gün, iyi bir yürüyüş ile başlar…

Şehir henüz uykudadır.

Alsancak iskelesinde vapurdan telaşla inen yolcular…

Evde kapalı odalarda birlikte kalmaları yasaklandığı için Kordon’un çimlerinde uzanıp çitleyen genç nişanlıların geceden bıraktıkları çiğdem kabuklarını süpüren temizlik işçileri…

Hepsi o kadar hoş, hayatıma öyle anlam katıyorlar ki…

Aktif siyasetin tam göbeğinden bir dostum ile birlikte çoğu sabah yürürüz…

Yıllarca bu böyle... Bu güne dek bir kelime siyaset konuşmamışız meğer yeni fark ettik…

Konuşacak o kadar şey varken…

Aşk var, sevgi var, güzellikler var, popüler kültürler var, spor ticaret neler var neler var.

Ülke gündemi ne yazık ki farklı şeyler konuşturuyor insana…

İşte Güney Doğu’muz…

Konuşmak zorundasın…

Çocuklarımız katlediliyor, cinayetler var…

Ülkede kardeşliği, dostluğu hatırlatacak makam, birbirinizi sevin sayın diyecek bir makam var. o da farkında değil görevinin...

Mesajları bir garip…

Makamını bırakın üstelik iki kız babası…

“ Babanın kızına duyduğu şehvet günah değilmiş…" 

Kızları, gitse koruma istese haksız mı?

On binlerce öğretmen çocuğumuz var, bunlar atama beklerken, geçen dönemlerde sahte diplomalar ile öğretmen olan 50-60 kişinin tespit edildiğini sayın bakanımız kendisi açıkladı… Ancak bir konu belirsiz kaldı! Sahteci öğretmenler nerede şimdi?

Pazar sabahı keyif kaçırdım sanırım, biraz da kuşlardan böceklerden mi söz etsek… 
Dün sabah erkenden bahçıvan Atilla ağaç budamaları na başladı, bu yıl onlar da ağaçlar da aldanmış. Ocak başı, ağaçlar filiz verdi…

Budama işini çok severim hobimdir ancak program denk gelmedi dün mahrum kaldım bu zevkten…

Öğleden sonra ise İskelede bizim Cumartesi Buluşmalarımız olur ya. Bir konu oldu! Konu İskelede başladı, saat 9 gibi Yılmaz beyin evinde devam ediyordu… 
Ünlü tarihçi Reşat Ekrem Koçu, sev. Bakanım Yılmaz Karakoyunlu’nun İstanbul Erkek Lisesi'nden Tarih hocasıdır. Çok anılarını keyifle dinlemişimdir.
Reşat hocanın, Osmanlı Tarihi Panoraması adlı kitabı, en iyi tarih kitabıdır der her zaman. 
Bu nedenle toplantı sonrası Yılmaz beyin evine gidildi.

11 Bin adetlik bir kütüphane düşünün, Tarih kitapları arasında R.E.Koç'u aramak bir iki saat sürdü tabii ki alternatif tarih yazarları tartışması buna dahil değil…
Fotoğraf o an…
Sevgi ile dostluklar ile
İbrahim Yüncü Urla.

 
İbrahim Yüncü'nün fotoğrafı.

Son Yazılar