İzmir'deki iki davada Fetö'nün parmak izi
Ertan Sayın

Ertan Sayın

İzmir'deki iki davada Fetö'nün parmak izi

03 Ağustos 2016 - 02:19

 
İki dava, iki benzerlik!
 
 
 
 

 

İlk davanın tarihi, 2 Mayıs 2011…

Hatırlarsanız, o tarihte Polis, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni basıp, 129 sanıklı ihale yolsuzluğu ve organize suç örgütü kurmak suçlamasıyla bir davanın düğmesine bastı…

22 Kasım 2011, İzmir Büyükşehir Belediyesi bir kez daha basıldı…

Polis süren davaya yeni delille bulmak için yine belediye yüklendi.

İddialar o zaman da komikti.

 Suçlamaların o zaman organize örgütmüş, büyük yolsuzlukmuş gibi gösterilmesi abartıydı

Çok çok görevi ihmal, görevi kötüye kullanma olabilecek konular, devasa yolsuzluk şekline sokuldu.

Sonrası pek çok bürokrat aylarca cezaevinde kaldı, Aziz Kocaoğlu hakkında 397 yıl ceza istendi.

Dava halen sürüyor…

O dönemde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na Durdu Kavak, Emniyet Müdürlüğü’ne ise Ali Bilkay geldi.

Bu ikili nerede şimdi?

Emniyet müdürü Ali Bilkay FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alındı sonra da tutuklandı.

Durdu Kavak ise önce Manisa’ya Başsavcı olarak atandı çok geçmeden Uşak’a düz savcı olarak rütbesi düşürülüp gönderildi.

Şimdi ise açıkta.

Operasyonda rol alan pek çok polis ise ya tutuklandı ya da görevinden oldu.

Görünen şu ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyon cemaat işiydi.

 İzmir’de istedikleri arazileri belki alamadıkları için cezalandırma, belki de Büyükşehir’i ele geçirme operasyonuydu İzmir Büyükşehir davası.

Bugün yaşananlardan sonra daha net ortaya çıkıyor o davanın perde arkası.

Artık o davanın temelinden sarsıldığı kesin.

Pek çok bürokrata kötü günler geçirten, haksız yere özgürlüklerinden olmalarına neden olan o dava  yıkıldı.

Onun için bir an önce karar verilmelidir.

Bir de o davada rapor veren Maliye, İç İşleri müfettişlerine de yeniden bakılmalı.

Acaba bunların da FETÖ ile bağlantısı var mıydı da o raporlar yazıldı.  Yoksa gerçekten müfettişler işlerini mi yaptı?

Bu muamma!

Gelelim ikinci davaya…

Tarih 17 Ocak 2012.

Polis, güya  “Gümrükteki suç şebekesine” operasyon yaptı.

Onlarca polis, sabah saatlerinde Gümrük Başmüdürü başta olmak üzere bazı bürokratlar ve gümrük müşavirlerini göz altına aldı.

12 kişiden 10’nu tutuklanması istendi. 27 klasör dosya hakimin önüne konuldu. Ama o günkü hakim dosyada hiçbir ciddi delil ve belge bulunmadığı gerekçesiyle tutuklamayı reddetti.
Savcı tutuklanmama kararına itiraz etti onu da reddetti.

Dosyada gizlilik kararı vardı ama gazeteler çarşaf çarşaf polisten aldığı bilgileri yazdı. Tam bir algı operasyonu yönetildi. İsimsiz imzasız mektuplar gazetelere ve özellikle zaman gazetesine servis edildi.

Operasyondan 26 ay sonra tek bir dava açıldı ve suçlama, 57,5 TL. verginin Adnan Menderes
Havalimanı’nda ödenmediği, buna Başmüdürün bilerek göz yumduğu oldu.

Bu saçma dava gerekçesiyle ilk celsede beraat edildi nitekim.

Bütün çabalara rağmen, ne adli ne de disiplin cezası verdiremediler.

O dönemde İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, emniyet müdürü de aynı Büyükşehir davasında olduğu gibi Ali Bilkay dı.

Organize Suçlar Müdürü Mehmet Ali Şevik ve Müdür Yardımcısı da Emin Göktaş, dosyanın savcısı ise Ali Kuzu’ydu. Sonra dosya Savcı Ali Çelik’e geldi.

Sonra bu isimlerin FETÖ üyesi olduğu ortaya çıktı.

Polislerin amir pozisyonunda olanlarının tamamı ilk paralel yapı operasyonunda tutuklandı. Emin Göktaş kaçtı aranıyor. Savcı Ali Kuzu, savcı Ali Çelik görevden alındı.

Peki bunlara yaptığı uyduruk soruşturma için senaryoyu yazan Gümrük Başmüfettişlerine ne oldu?

FETÖ üyeleriyle beraber hareket eden o müfettiş Nevzat Er önce ödül olarak İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü yapıldı, sonra başarılı olamayınca görevden alınarak yeniden Başmüfettişliğe döndürüldü.  Diğer Başmüfettiş Gümrükler Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı ile ödüllendirildi. Kısa sürede Genel Müdür Yardımcısı yapıldı.

Oysa Başmüfettiş Nevzat Er ile ilgili, yıllar önce gittiği ABD’den, Türkiye’ye neden erken çağırıldığı iddiaları o tarihte basında yer aldığı bilindiği halde bu ismin hala yerinde durması da şaşırtıcı.

Çünkü yazdıkları raporla FETÖ’cü polislere operasyon zemini hazırlayan, FETÖ’cülerin oynadığı oyunun senaryosunu yazan  o müfettişler…

Gümrük Başmüdürü Nazım Bütün’ü koltuğunda etmek için düğmeye basılan operasyona dayanak olan uyduruk konuları rapora döken o müfettişler.

FETÖ’cü olduğu için hem yargıda hem de poliste operasyonu yapan pek çok isim tutuklanır, görevden alınırken bu iki müfettişin ödüllendirilmesi ise garip.

Bu iki dava bir birinin tıpa tıp aynı.

Cemaatin hesaplarının kurbanı operasyonlarda göz altına alınıp tutuklananlar…

Yapılacak artık belli.

Eğer, Türkiye temizlenecekse, tam temizlik yapılmalı.

Eğer, ülke FETÖ belasından arınacaksa tam arınmalı.

En ufak kırıntı, tortu sistemi bozar çünkü.

Son Yazılar