Birileri ‘Sevgiyi’ öğretmeli CHP’lilere...
Birbirlerini sevmenin partiye fayda getireceğini, zarar vermeyeceğini söylemeli kesinlikle.
Sevginin zararı olmadığını, sevdikçe büyüyebilineceğini, partisini, partilisini sevenin, ülkedeki
herkesi kucaklayıp iktidar olabileceğini anlatmalı.
Bu sevgisizlik bitmeli CHP’de.
Birileri ‘arkadan kuyu kazmamak’ gerektiğini öğretmeli CHP’lilere…
Parti içinde kıskançlığın, ‘o neden koltukta da ben değilim’ mantığının bitmesi gerektiğini
belletmeli. Bu kıskançlığın arkadan kuyu kazmaya, çamur atmaya dönüştüğünü yüksek
perdeden aktarmalı partililere. Kendi enerjilerini bu işlere harcayarak, partiyi daha iyi noktaya
taşıyacaklarına gerilettiğinin seçim sonuçlarını göstere göstere yüzlerine vurmalı.
Birileri ‘saygıyı’ öğretmeli CHP’lilere…
Saygının ne kadar önemli olduğunu, saygıyla, vefanın bir partiyi yücelttiğini, halkın gözünde
değerini arttırdığını haykırmalı. Saygının bittiği yerde ne ideolojinin, ne fikirlerin kaldığını
söylemeli.
Partiye yıllarını verenlerin bir çırpıda unutulmasının, kenara konmasının, artık işe yaramaz
mantığıyla yüzüne bakılmamasının yarar getirmediği ifade edilmeli sertçe.
Birileri, ‘Birbirlerinin açığını kollamayı bırakması’ gerektiğini öğretmeli CHP’lilere…
O tür zihniyetin yarar getirmediği, aksine kamuoyu önünde rezil olmaktan başka işe
yaramadığını söylemeli.
Birileri ‘ekipçilik değil particilik yapılması’ gerektiğini öğretmeli CHP’lilere…
Birilerinin adamı olmaktan çok partinin neferi olunması gerektiği anlatmalı. Genel başkana
yakın olmak için elli takla atmanın, parti yöneticilerinin karşısında el pençe divan olmanın,
değişiklikte tasfiyeye neden olduğu örneklerle belirtilmeli.
Birileri, ‘birbirlerine güvenmeyi’ öğretmeli CHP’lilere…
Özellikle bir koltuğu işgal edenlerin herkesi potansiyel rakip görmemesi, ‘yarın benim yerime
göz dikip aday olur mu’ diye düşünmekten vazgeçmesi gerektiğini güzelce anlatılmalı.
Birileri, ‘parti işine vazifesi olmayanların karışmaması ‘ gerektiğini öğretmeli CHP’lilere…
Özellikle belediye başkanlarına öğretilmeli bu durum. Parti işinin başka belediye işinin başka
olduğu kesinlikle anlatılmalı. Belediye başkanının ilçe başkanı seçmek, il başkanı belirlemek
gibi görevi olmadığı, bir sonraki seçimi düşünüp kendisini destekleyecek kişiyi seçtirmek için
bin bir türlü oyun sergilemekten kaçınması gerektiğini mutlaka belletmeli.
Birileri, ‘çalışmak hem de çok çalışmak bana ne dememek’ gerektiğini öğretmeli…
Seçim zamanı oturmayı seçen, çalışıyormuş gibi yapan partililere öğretilmeli özellikle.
Sonuçlar gelince de en fazla ahkam kesen o kesime ‘partin için çalışmayı öğrendiğinde bu
sonuçlar değişir’ demeli. Rakı sofralarında Türkiye’yi kurtaran partililerin, seçim zamanında
da Türkiye için varını yoğunu ortaya koymasının şart olduğu söylemeli.
Birileri, ‘partiyi rant aracı görenlerin yönetimlerde, meclislerde işi olmadığını ‘öğretmeli
CHP’lilere…
Partinin iktidarda olduğu yerlerdeki olanaklarını kendine yontmaya çalışanların partide işi
olmaması gerektiği gösterilmeli. Koltuklarda oturanların, koltukların sahibi değil emanetçileri
oldukları ve emanete ihanet edilmemesi, yapılacak her işte, atılacak her adımda bu felsefenin
ön planda tutulması gerektiği üstüne basa basa söylenmeli.
Birileri, ‘özveriyi’ öğretmeli CHP’lilere…
Karşılık beklemeden partili olmanın ne demek olduğunu açıklamalı. Özveriyle parti için
çalışmanın, ülkeye insanlığa, demokrasiye, bugün CHP’nin sahip çıkmaya çalıştığı tüm
değerlere hizmet anlamına geldiğini bildirilmeli.
Birileri ‘Konuşulması gerektiğinde konuşulmasının, parti düzenine ve kurallarına uyulmasının
zorunlu’ olduğunu öğretmeli CHP’lilere…
Her kafadan ses çıkan parti görünümünün zarar verdiği anlatılmalı. ‘Kendi aralarında bile fikir
birliği olmayanların ülke yönetiminde nasıl fikir birliği olacak’ eleştirisiyle karşı karşıya
kalınmasının son bulması gerektiği söylenmeli. Bu görüntünün vatandaşta güven sorununa
neden olduğu izah edilmeli.
Birileri, halka tepeden bakmamayı mütevazi olmayı öğretmeli CHP’lilere…
İşte o zaman vatanda, CHP’ye güvenecektir.
İşte o zaman vatandaş, CHP’nin bu ülkeyi yönetebileceğine inanacaktır.
İşte o zaman, ‘sürekli içlerinde karışıyorlar. Memlekete nasıl faydalı olacaklar’ kuşkusunu
kafasında bitirecektir vatandaş.
İşte o zaman iktidar olacaktır CHP…
Lakin, bunları öğretecek o birilerini bulmalı önce!