CHP Kurultayı üzerine hiç yazasım gelmedi içimden.
Zaten CHP üst yönetimini eleştirdiğimde hemen eski defterleri açıyor ve bu yaklaşımımı kuyruk acısına bağlıyorlar.
Çeşme’de aday gösterilmemişim ondan böyle muhalefet yapıyormuşum.
Dilimde tüy bitti ama yine söyleyeyim.
Politikada hep mutfakta oldum.
CHP İl Yönetimi’nin ARGE sinde,Genel Merkez'in Bilim Kültür Platformlarında görev alarak sağlık ve kültür politikalarına yön veren raporları hazırlayan ekiplerde yeraldım.
Aktif politikaya beni Çeşmeliler itti.
"Bir kan değişikliği lazım" dediler.
Parti içinde birkaç önemli isimle de görüştükten sonra 13 adaylı çalışmaya girdim.
İyi bir ekibim, Çeşme’nin 10 haftayla sınırlı makus talihini değiştirecek ve de Çeşme’yi ranttan koruyacak projelerim vardı.
Kamuoyu araştırmalarında hep öndeydim.
Kulağıma gelen “adaylar belli” dedikodularına inanmıyor, var gücümle asılıyordum. Bu arada kimsenin yapmadığı bir işi yaptım.
Notere gittim bir taahhüt verdim.
Noter bile şaşırdı.
Taahhüt eğer aday gösterilmezsem bir başka partiye gitmeyeceğime ve aday olan arkadaşımın seçim çalışmalarına aktif olarak katılacağıma dairdi.
Sonuç malum.
Aziz Kocaoğlu’nun seçimlere 1.5 yıl kadar önce hazırladığı listede adı geçenler belediye başkanı adayı oldular.
Çeşme’de Muhittin Dalgıç’ın hemen hemen tüm mitinglerine toplantılarına katıldım; maddi manevi kayıplarla çıktığım aday adaylığı seçimini unutarak.
Dalgıç Çeşme’nin başkanı oldu yüksek oy oranı ile.
Kendimi bildim bileli politikalarını beğensem ya da beğenmesem de CHP (12 Eylül sonrası SHP)ye oy atıyorum.
İlk kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin dayatılması nedeniyle sandığa gitmedim.
İşte o zaman anladım genel başkanın gerçek yüzünü.
Tabii oy atmadığım için vatan hainliğine kadar giden suçlamalara maruz kaldım.
Tüm seçimleri kaybeden CHP üst yönetiminin yanlışlarını eleştirmeyi sürdürüyorum.
Son kurultaydaki alevere dalavereler de dahil.
Bunu yapmamam gerekirmiş öyle diyor CHP li arkadaşlar.
Niye?
Biz kapı kulumuyuz?
Parti disiplini diye bir şey varmış.
Sen ülkeyi muhalefetsiz bırak benden her şeye evet dememi bekle.
Yok öyle yağma.
Hani derler ya “bak buraya yazıyorum” diye.
Bir iddiam var. Bahçeli ve Kılıçdaroğlu Erdoğan’ı başkan yapmak için seçilmiş adamlar.
Biri iyi polisi oynuyor diğeri kötü polisi.
2019'dan sonra ikisi de çöplüğe.Kurultay'da Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiğim için yine küfürün bini gırla.
Sosyal medya hesaplarından silenler.
"İçimizdeki İrlandalı" diyenler.
"S..tir git" en masum küfür..
Neler neler?
İronik yorumu sevgili Mehmet Erdül yaptı paylaşımlarım sonrası.
”Erkan hocayı atın partiden”diye yazdı.
Hiç bir yere gitmeye niyetim yok,yine oyum CHP ye.Atacak mısınız?
Kayahan ne diyor?
“Atın beni denizlere
Yalan dünya size kalsın
Ayrılmam sevgilimden “
YORUMLAR