Bağımlılık nedir?
Bağımlılık veya bağımlı olma kelimesini gün içinde kullanıyoruz fakat anlamını, içinde barındırdığını veya hissettirdiklerinden haberdar mıyız?
İnsanları yargılamadan veya bu kelimeyi bir ‘hakaret’ olarak kullanmadan önce bu kelimeleri anlayabiliyor muyuz?
Türk Dil Kurumu’na göre ‘Bağımlılık’ kelimesi, “Bağımlı olma durumu, tabiiyet,” anlamına geliyor.
Bağımlı kelimesinin ise üç anlamı var,
1) Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan
2) Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan
3) Sigara, uyuşturucu madde vb. kötü alışkanlıklara aşırı derecede düşkün olma durumu.
Üçüncü şıkkı atlayalım... Asıl konuşulması veya anlaşılması gerekenin birinci ve ikinci anlam olduğunu düşünüyorum.
Kelimenin gerçek anlamı onlar, insanların anlamadığı kısım onlar, insanların anlaması ve üstüne düşünmesi gereken kısımlar onlar.
“Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan,” bağımlı olmak, bir şeye ihtiyaç duymaktır, bir şeye inanılmaz bir güçte bağlanmış olmaktır, ondan kurtulamazsın ve bir süre sonra bu senin bir parçan haline gelir.
Bağımlılık bir süre mutlu eder, sonra alışkanlık olur, sonra baskıya dönüşür.
Çoğumuzun sık sık yaptığı ve aslında fark etmeden ‘bağımlı’ olduğu bir alışkanlık var. Akşamları yemek yemek, atıştırmak gibi.... Bir gece canınız tatlı çeker, içtiğiniz süt, çay veya kahvenin yanına tatlı bir şey almak istersiniz. O gece onu yersiniz, ondan sonraki gece de istersiniz, sonrasında da, sonrasında da…
Alışkanlığınız olur, bir süre sonra ise geceleri atıştırdığınızdan kilo alırsınız ve bu sizin üzerinizde bir baskı oluşturur çünkü insanlar yargılayıcıdır.
Sadece bakar ve laf ederler, bu küçük bir alışkanlık olsa da bundan kurtulmanız için yardım etmeye çalışmazlar, sadece bu alışkanlık onlarda değil de sizde olduğundan dalga geçerler ve aslında insanların kaybettiği yer budur.
“Bir kimseye veya şeye maddi veya manevi yönden aşırı bağlı olan,” Bağımlı olmak, aitliktir. Kendini bir şeye ait hissetmektir ve bu size ev gibi hissettirir. Bir kişiye bağımlı olabilirsiniz, bir yere bağımlı olabilirsiniz, bir spora bağımlı olabilirsiniz, yaptığınız şey doğru hissettirir. İsminiz anıldığında, insanların aklına gelen ilk şeylerden biri haline gelmesini istersiniz çünkü siz ona ait hissediyorsunuzdur ve insanlar bunu görmelidir, yaptığınız ve hissettiğinizde yanlışlık yoktur.
Bu iki maddeye bakarak çıkartabildiğimiz kesin bir sonuç vardır, aslında hepimiz birer bağımlıyız.
Herkes kendi için ev tanımı olan yere veya kişiye gittiğinde rahatlar, her kişi kendisine bağlı veya ait hissettiği insanların yanında bulununca güvende hisseder.
Bu size saçmalık gibi gelebilir, belki de, “Bu nasıl saçmalık, herkesin sevdiği biri veya bir evi vardır!” diyor olabilirsiniz.
Bu bir yanılgı, tamamen yanlış.
Herkesin kendini ait hissettiği bir yer yok, herkesin sevdiği ve yanında olduğunda güvende hissettiği biri yok.
Üçüncü anlam bununla alakalı. İnsanlar kendini ait hissetmiyor, insanlar kimseye güvenemiyor ve sevemiyor çünkü hayatın ona yaptıkları bunu engelliyor. Bu yüzden insanlar düşünmek, hissetmek veya fark etmek/edilmek istemiyor. Hissetmenin kötü olduğunu düşünüyor, hayatta bir amacı kalmıyor.
Ve çoğu insanın yaptığı tek şey yargılamak.
O insanların hayatı mükemmel değil, onların da sorunları var ama sadece yargılıyorlar.
Neden mi?
Çünkü insanlar kendi hayatlarıyla onların hayatlarını kıyaslamak bir şekilde onları iyi hissettiriyor.
Bencillik, insanların hiç kurtulamayacağı bir özellik. Bazı insanların da bağımlı olduğu şey budur. Daha iyi olmak, daha iyi hissetmek, en iyisi olmak.
Uyuşturucu, insanı uyuşturan, hareketten, gereği gibi düşünmekten alıkoyan bir maddedir. Ve bahsettiğimiz insanların istediği şeyi tam olarak verebilir. Hissetmeye, düşünmeye veya hareket etmeye alıkoyan bir maddedir.
Zihniniz bir sis perdesiyle örtülür ve kısıtlı bir alanı görebilirsiniz.
Gün içinde çok kullandığımız başka bir terim olan “İnsan olmak,” teriminin hakkını verebiliyor muyuz? İnsan huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli kimsedir. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen canlıdır.
Eğer kendi türümüzü, etrafımızdaki insanlara yardım edemeyecek kadar aciz ve bencilsek, böyle bir terimin olmasına ne gerek var?
Bu terimin hakkını veremiyorsak, insanlara yardımımız dokunmuyorsa, onlara iyi bir arkadaş, tutunacak biri olamıyorsak, ‘insan’ olmanın anlamı ne?
Onlara yardım etmeliyiz, istemiyorlarsa bile Yeşilay gibi yardımcı olabilen kurumlara başvurmalı, profesyonel yardım almalarını sağlamalıyız. İnsanların hissetmesini alıkoyan bir maddeyi kullanmalarına izin vermemeliyiz, kullanıyorlarsa da bırakmalarını sağlamalıyız.
Onlar için güvenilen kişi, yanında olan kişi olmalıyız. Yargılamamalı, bencil olmamalıyız çünkü o insanlar da bir gün elbet bize yardımcı olabilir. Bir maddenin onları yönlendirmesine izin verilmemeli, insan özgür olmalı, uyuşturucunun gücüne bağlı olmamalı.
Bağımlı/Bağımlılık terimini şimdi anlıyor musunuz? İnsanlara yardım etmek için orada olmamız gerektiğimizi görüyor musunuz? Yargılamayı ve bencilliği bırakıp ‘insan’ olmaya başlamamız gerektiğini düşünüyor musunuz?
Bağımlı olmak yargılanmamalıdır, hepimiz bağımlıyız. Tek fark bu bağımlılığın gidişatı ve büyüklüğü. İnsanlara yardımcı olmadan nasıl yardım bekleyebiliriz ki?
Bağımlılık kötü bir şey değildir, bağımlılığın sonuçları kötüdür, baskı yapar. Hiç kimsenin bağımlılığın sonuçlarına ve baskısına katlanmasına izin vermemeliyiz, her şeyden önce insan ve arkadaş olabilmeliyiz.
YORUMLAR