İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Ahmet Piriştina döneminde Büyükşehir İmar Komisyonu Başkanı olan Ertuğrul Aksoydan, ondan sonra görevi devralan Aziz Kocaoğlu'nun beton düşkünlüğünü ve belediyeyi yönetme zihniyeti ile ilgili anısını yFacebook hesabında yazdı.
Rahmitlu Piriştina'dan sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin nasıl yönetilmdiğini gözler önüne seren bu yazıyı sizin de okumanız için buraya aldım:.
İŞTE O YAZI:
Konak'ta bulunan İZSU binasının yanında minik bir açık alan, birkaç ağaç ve birkaç da bank vardı.
Gelip geçerken insanlar oraya oturur, dinlenirdi.
Derken birgün öğrendik ki, o parsel BAĞ-KUR'a aitmiş ve BAĞ-KUR oraya bina yapmak için ihaleye çıkmış, mimari proje çizilmiş.
Bunun üzerine Kemeraltı Kentsel Sit Projesi kapsamında o parsel 'yeşil alan' yapıldı ve benim başında olduğum Büyükşehir İmar Komisyonu'nda kabul edilip, meclisçe onaylandı.
Rahmetli Ahmet Piriştina, "Sekiz bin yıllık bir kentin meydanına bakan bir parselde resmi tesis yapılması yanlıştır. Hatta bu Büyükşehir binasının buraya yapılmış olması da doğru değildir. Bağ-Kur başka herhangi bir yerde binasını yapsın. Hatta gerekirse belediyeye ait bir parseli biz onlara hibe ederiz." demişti.
Bağ-Kur idari mahkemede dava açtı.
Mahkeme "Bu parselin yeşil alan olmasında kamu yararı var." diyerek belediyeyi haklı buldu ve plan sanıyorum 2003 yılında kesinleşti...
Derken efsane başkan rahmetli oldu ve yerine Aziz Kocaoğlu geldi.
Ben yine meclis üyesiyim ama İmar Komisyonunda yokum.
Çünkü plancı olmak filan para etmiyor.
Komisyona Aziz ve Alaattin'in ilkokul mezunu ya da müteahhit arkadaşları doldurulmuş.
Bir meclis toplantısı öncesi gruptayız.
Bir baktım, meclis gündeminde o parsel de var ve komisyondan oybirliğiyle geçerek parselin yeniden resmi tesis alanı olarak belirlenmesi oybirliğiyle kabul edilmiş!
Hemen söz aldım, bu açıklamaları yapıp, karara itiraz ettim.
"Burası artık mahkeme kararıyla da kesinleşmiş yeşil alandır. Aldığınız karar yasal değil" dedim.
Grupta tek bir insan bana destek olmadı ve kararı değiştirmediler.
Ben de söylene söylene meclise girmeden çıkıp gittim...
Konu uzun, kısaca böyle.
O plan daha sonra mahkemeye gitti, bozuldu. Ama her defasında Aziz Abi planı yeniden geçirdi...
Şimdi İzmir Kültürpark Projesi ile ilgili ısrarı izlerken bu konuyu tekrar anımsadım.
Bir tarafta yeşili arttırmaya çalışan Piriştina, diğer tarafta mahkeme kararına rağmen oraya beton dökmeye çalışan Aziz Kocaoğlu.
Bu zihniyet değişikliğini gördüğüm için soğudum bu insanlardan.
Yoksa iş, ihale, ya da koltuk alamadığım için Aziz Kocaoğlu muhalifi değilim.
Sadece Karayalçın gibi, Piriştina gibi insanlarla çalışmış, Yılmaz Büyükerşen'le taa gidip Eskişehir'de yaklaşık 4 saat sohbet etmiş bir insan olarak diyorum ki:
"Aziz Kocaoğlu sosyal demokratsa onlar ne?"
Konu uzun, kişi kısa....
YORUMLAR