Batının ta kendisiydik biz


Pazartesi mektupları 1 Şubat 2016

Derdi dünya olanın dünya kadar derdi olur, derler ya! 
Biz de her şeyi çok dert ediyoruz galiba…

Dün ailemizin kader çizgisinin, önemli kilometre taşlarından Lozan mübadele antlaşmasının 93. yıldönümüydü…

Ben ve bizim kuşağımız bu acıların son etabında dünyaya gözümüzü açtık… Büyüklerimiz mi? Onlar ne çekti ne çektiler…

Hepsinin mekânı cennet olsun, nurlar içinde dinlensinler…

Balkan savaşı sonrası Osmanlı, gücünü yitirmiş, Girit ve adalar da nasibini almıştı o karmaşadan… Herkes evinden yurdundan olmuş…

O günlerden geride kalan iki özel belge var. Urla’daki evimde karanlık ortamda saklarım

“İzmir Vilayet Ali makamı ( Valiliğin sunduğu) 13. Ağustos 1921 Hasan oğlu Ali Emin’in İzmir’de oturabilir iznidir”

Diğeri ise Girit’in İerapetra kazasında bir ev tapusu...

Her iki belgeyi de APİKAM kent arşivinde hibrid filme dönüştürüp, kent arşivine kaydettirdim…

Yıllar geçse de artık kaybolma olasılığımız yok…

Torunlarımızın torunları dünyanın bir ucundan girsin net’e, bulsun seceremizi…

Bir imparatorluk çöktü, ne mutlu ki modern bir cumhuriyet kuruldu…

Ancak hala cumhuriyetin tartışılması, bir garip gelir bana…

Hele son haftalarda yasalarını bile değiştirme çabalarına anlam veremiyorum…

Sorular var kafamın içinde…

Biraz geriye gidelim!

Son Osmanlı padişahı Vahdettin, ülkeyi terk ederken önünde iki yol vardı…

Bir Müslüman toprağına gidebilecek durumdayken (Özellikle Suriye Cumhurbaşkanı Ömer Nami, çok yakın akrabasıdır, Abdülhamit’in damadıdır) Beyrut’a gidebilirdi... Neden Hristiyan kültürünün hakim olduğu İtalya’yı tercih etti…

Beş yıl yaşadığı San Remo’da öldü, cenazesini bakkalın hacizinden kurtarmak için evin arka kapısından kaçırdılar, Beyrut’a götürdüler…
Naaşı, Beyrut’a gittiğinde eski itibarını gördü, devlet töreni ile karşılandı…

Özetle doğuyu hazmediyor, Batıyı istiyoruz... 
Toplum hala bir doz arttırılarak Arap kültürü ile yoğruluyor, Batı, tu kaka… 
Ekteki resimde kadınlarımızın kıyafetlerine, çağdaşlığına bakın nereden nereye geldik! Batının ta kendisiydik biz... 
Son söz; Allah aşkına biran önce özümüze, kendi güzel kültürümüze dönelim.

Şu an çoğu okulumuzun uyguladığı ezbere dayalı, beynimizi kullanmayı engelleyen eğitim sistemi, bir yirmi yıl daha önümüzü karartır diye düşünür oldum…
Sevgiyle kalın
İbrahim Yüncü İzmir.