Seçimler sonrası yazdığım, ''Kurultay Ötesi'' köşe yazımda CHP'nin iktidar olamamasının nedenlerini irdeleyip, ''Bir an önce mevcut delegelerle kurultay toplanmalı çözüm aranmalı''
''CHP'nin kendisini yenileyip, tekrar umut olabilmesinin tek yolu bu kongre sürecini fırsat olarak görmesidir''demiştim.
Seçimlerde beraber mücadele veren ,beraber üzülen mevcut delegelere, seçimin sonucunu değerlendirme hakkı verilmedi.
Yeni delegelerle kurultaya gidildi.
"Kılıçdaroğlu ile olmaz" diyebilen cesur partililer susturuldu.
Seçimin sonu belli arenaya, ''Haydi gelin aday olunda görelim'' dendi.
Kılıçdaroğlu yine başarılı oldu amacına ulaştı ve bir kez daha Genel Başkanlığı kazandı.
Aday olamayan adaylar da partisini bir yerlere taşımaktan uzak, kendisini bir yerlere taşımak amacıyla müdahale ettiği PM listesini bir kaç değişiklikle belirlediler.
Renksiz,
Neşesiz,
Heyecansız,
Umut vermeyen bir Kurultay daha bitti.
Şimdi ne olacak?
Örgütün tepki koyduğu bazı isimleri tasfiye ettiğini düşünüp sevinmemeli.
Çünkü Genel Merkez'in en kısa zamanda Tüzük Kurultayı'nı toplayıp, PM sayısını artırarak bu isimleri tekrar kadroya alabileceği unutulmamalıdır.
Değişim kurultayı diye takdim edildi.
4. büyük devriminin yapılacağı söylendi.
Özgürlükçü Demokrasi inşa edilecek dendi.
Partililer alkışladı.
Ama bu kurultayın yalnızca partililer için olmadığı, ülkemizin siyasal yaşamı ve Anadolu halkları için çok önemli olduğu unutuldu.
Halkımıza tarihsel bir çağrı yapıp, moral güven veren,umut aşılayan bir söylem unutuldu.
İşçiler, işsizler,
Toplumun dezavantajlı gruplarına, varoşlara,farklı kesimlere dokunulmak unutuldu.
Büyük umutlarla başlatılan bu kurultayda farklı slogan, farklı söylem veya yeni bir vizyon yoktu.
Kuruluşundan bu güne kadar olağan ve olağanüstü olmak üzere 50 den fazla toplanan kurultaylarda hep yeni bir umut, yeni bir arayış arandı.
"CHP kurultaylar partisidir" denir.
Ama Toplumsal beklentilerden uzak, halklara heyecan vermeyen,
Türkiye'nin geleceği ile ilgili,
Halkın dertleriyle ilgili,
Halk için demokrasi için yarınlar için söylemi olmayan
Ülkemiz sorunlarına çözüm üretemiyen kurultaylar partililerin bir araya geldiği büyük aile toplantıları haline gelir. CHP'nin yeni bir programa ve yeni bir tüzüğe ihtiyacı vardır.
Sosyal demokrasinin ulusal ve evrensel ilkelerini özümsemiş ve bunu hayata geçirebilecek dinamik, umut ve güven veren bir siyasal örgütlenmeye ihtiyacı vardır.
Toplumu ile barışan,
Siyaset üreten,
Sorun çözen kadrolara ihtiyacı vardır.
Sivil toplumla, medyayla ilişki kurup kamuoyu oluşturabilecek, alternatif politikalar üretip iktidara ciddi rakip olabilecek dinamizme ihtiyacı vardır.
En önemlisi de Türkiye'nin güvendiği, inandığı, çare olacak, umut olacak, partisini iktidara taşıyacak, kitleleri heyecanladıracak ayağa kaldıracak güçlü ve başarılı bir lidere ihtiyacı vardır.
Kendi dediğinin, ,kendi gittiği yolun doğru olduğuna inanan ama hep yenilen ve yenilgisinin hesabını vermeyen bir anlayışın arkasından hiç kimse gitmez.
Kurultaydan sonra yapılan anketlerde CHP'ye oy vermiş, yani CHP seçmeninin % 58'i Kemal Kılıçdaroğlu'dan memnun olmadığı ve güvenmediği ortaya çıkmıştır.
Görülüyorki delegelerle kazanan ama halkta kaybeden CHP'yi daha bir çok kurultay bekliyor.