Önce size keyifli bir hikaye anlatayım.
Ülkenin birinde kral atlara çok meraklıymış. Sarayının harasındaki atların sayısı çoğalıp bakımları zorlaşınca bunları bakmaları için halkına dağıtmaya karar vermiş.
Ancak kralın bir şartı varmış. Atı alanlar bu atlara çok iyi bakacaklar, bir yıl sonra da getirip Krala teslim edecekler. Eğer atı alan gelip krala "AT ÖLDÜ" derse, oracıkta kellesi kesilecek.
Böylece sarayın harasındaki atlar tüm halka dağıtılmış.
Herkes, "Aman kellemiz gitmesin" diyerek atlara gözleri gibi bakıyorlarmış.
Ama kısmetlerine hasta bir at düşen aile ne yaptıysa aldıkları atı yaşatamamış at ölmüş.
Ve... Bir yıl dolmuş herkesin atları saraya getirmesi istenmiş.
Aldıkları at ölen aileyi bir telaş almış.
Şimdi kim gidip krala" AT ÖLDÜ" diyecek. Diyenin kellesi gidecek çok iyi biliyorlar.
Onlar aralarında konuşurken fedakar delikanlısı öne çıkmış "BEN GİDER SÖYLERİM" demiş.
Kabul edilmiş evin fedakarı sarayın yolunu tutmuş ve AT TESLİM kuyruğuna girmiş.
Önünde bulunanlardan atı getirenler sevinçle dönerken getiremeyip "AT ÖLDÜ KRALIM" diyenler oracıkta kellelerini bırakmışlar.
Sira bizim oğlana gelince atı göremeyen Kral sormuş:
AT NEREDE?
Bizim oğlan, efendim geçen sene bize verdiğiniz at var ya, YERE YATTI KALKMIYOR demiş,
Bu sözden bir şey anlamayan Kral, EEE SONRA diye tekrar sormuş...
Bizimki devam etmiş...
Efendim o at var ya GÖZÜNÜ KAPATTI AÇMIYOR
Kral sakin kalmaya çalışarak bir daha sormuş PEKİ SÖYLE AT NEREDE
Bizimki aynı sakinlikle yanıtlamış... EFENDİM O AT NALLARI GÖĞE DİKTİ İNDİRMİYOR
Hiddetle ayağa kalkan Kral, ŞUNA ÖLDÜ DESENE diye kükremiş..
Bizimki yine aynı sakinlikle yanıt vermiş: DEĞERLİ KRALIM ONU DA SİZ SÖYLEYİN BENİM NE HADDİME... Deyip kelleyi kurtarmış.
Şimdi bu hikayeyi neden yazdığımı merak ediyorsanız okumaya devam edin.
Cumhur İttifakı sürekli soruyor:
Millet İttifakını adayı kım?
Tabi bunu sadece Cumhur İttifakı değil tüm Türkiye merak ediyor.
Biri çıkıyor, MUTLAKA SEÇİLECEK BİRİ OLACAK diyor
Biri çıkıp, EN ÇOK OYU ALACAK KİŞİ ADAY OLACAK diyor.
Biri adaylık için bir isim telaffuz ettiğinde en yetkili kişi çıkıp BU MASA NOTER DEĞİLDİR diyor..
Onlar öyle söyleyice de benim aklıma yukarıda anlattığım hikaye geliyor..
Kimse sorumluluk almak istemiyor.
Sonuç iyi olursa sorun yok.
Kötü olursa kelle değil ama koltuklar gidecek.
Herkes koltuğunu kurtarma peşinde.
Uyanıklık yapmak her zaman kelleyi ya da koltuğu kurtarmaz.
Çıkın açıkça söyleyin ADAYINIZ KİM?
Öyle lafı gevelemeye, eğip bükmeye, dolambaçlı yollardan anlatmaya gerek yok
Bir cesur yürek çıkıp kelleden de koltuktan da vazgeçip AT ÖLDÜ demeli..
Bunun vakti geldi de geçiyor....