AMERİKA-SİVAS, KARANTİNA VE 859 DOLAR BİLET PARASI


Geçen sene Ağustos’un 13’ünde, bir uçağa binerek Amerika’ya gittim.

Bir yıllık kazandığım burs sayesinde Amerika’da bir yıl geçirdim, Florida/Naples’da okula gidip bir aileyle kaldım.

Bu yıl, 18 Mayıs’da değişim yılım gerçekten de sona erdi ve Türkiye’ye geri döndüm. Normalde Haziran’ın 12’sine kadar orada kalıp eğitim yılımı orada tamamlamalıydım fakat herkesin bildiği üzere COVID-19 meydana geldi ve hemen bazı şeyler hakkında kararlar vermemiz gerekti.

Her şey gittikçe büyüdü ve 15 Nisan’da okulum resmi olarak uzaktan eğitime geçti. Başta okulumun uzaktan eğitime geçmesiyle birlikte herkesle konuştum ve kalmaya karar verdim. Planlandığı tarihteki uçuşuma binecektim çünkü daha o zamanlar uçakların iptal edileceği düşünülmüyordu ve böyle bir zamanda havaalanına gitmenin yapabileceğim en güvenli şeylerden biri olduğu da düşünmüyorduk. Fakat o planlarımın da değişmesi uzun sürmedi.

UÇAK MİAMİ'DEN KALKACAK

12 Haziran’da döneceğimi düşünüyorduk fakat dönüş tarihim yaklaştıkça ve ABD’ de pandemiğin şiddeti arttıkça ayrıca yurtdışı uçuşlar ikinci bir duyuruya kadar iptal edilince endişe duymaya başladım. Neyse ki bulunduğum yer (Florida-Naples) pandemik açısından fazla yoğunluğu olmayan bir bölgeydi.

ABD’de benim gibi öğrenim gören bir arkadaşımın verdiği haberle çeşitli sebeplerle ABD’de bulunup da Türkiye’ye dönemeyen Türklerin oluşturduğu bir gruba katıldım. Oradaki yazışmalar sonrasında yakın olduğumuz Türk Konsolosluğuna email ve dilekçe yazarak başvuruda bulunmam gerektiğini öğrenerek başvuruda bulundum ve beklemeye başladım. Başta bir şey gelmedi çünkü ilk gönderilen uçakların hiçbiri benim eyaletimden kalkmıyordu. 

    Fakat bir süre hiçbir bilgi alamama rağmen 10 Mayıs akşamı telefonuma bir bildirim geldi ve bu bildirim Miami Konsolosluğunun bana attığı email’di. 17 Mayıs tarihinde Miami uluslararası havaalanından THY tarafından yurtdışında bulunan Türk vatandaşlarını Türkiye’ye getirmek için bir uçuş planlandığı, bu uçuşla Türkiye'ye dönmek istiyorsam başvuruda bulunmam gerektiği konusunda bir e-mail aldım.

Sonraki sabah annem ve babamla, aynı evde kaldığım arkadaşım Laura’yla, evinde kaldığım Tricia’yla ve öğretmenlerimle konuştum. Bu uçuşun uzun bir süre içinde Florida’dan Türkiye’ye yapılacak son uçuşlardan biri olacağını ve benim diğer uçuşumun iptal edileceğini düşünerek başvuruda bulundum. Birkaç gün içinde başvurum kabul oldu ve THY’den bir uçuş rezervasyon kodu aldım.

UÇUŞUN BEDELİ 859 DOLAR

Bilet alımı için rezervasyon kodunu babama bildirdim. Babam biletimi aldı (Miami-Ankara). Bana 859 dolara aldığını, uçuş sırasında takacağım maskeyi kendim almam gerektiğini, uçuşta verilmeyeceğini söyledi. Bana söyledikleri beni şaşırttı çünkü Şubat ayında annemler babam beni ziyarete geldiğinde iki kişi 800 dolar ödemişlerdi ve hatırladığım kadarıyla Lufthansa onlara maske de vermişti. Bilet parasının pahalı olduğunu düşünüyorum. Babam uçakların virüs nedeniyle %50 kapasiteyle geldiği o nedenle pahalı olabileceğini söyledi. 

PARAMIZ OLMASA GELEMEYECEKTİK

Neyse ki bilet ücretini ödeyecek gücümüz vardı. Paramız olmasaydı Türkiye’ye dönmek hayal olacaktı. Babam beni ziyarete geldiğinde bu durumları öngördüğü için bana kağıt maskeden daha güvenli olan bir maske getirmişti. Hazırlıklarımı tamamladım, maskemi taktım ve 17 Mayıs günü  Naples’ten Miami’ye karayolu ile geldim. Havaalanının kapısında ev arkadaşım Laura’ya ve Host Annem Tricia’ya görüşürüz dedim.

SOSYAL MESAFE FALAN YOKTU

Valizlerimi verdim ve kapıya geldim. Başta havaalanına geldiğimde burada düşündüğümden daha çok Türk olduğunu fark etmiştim. Kapıya gelip etrafıma baktığımda ve içeriye alınmaya başladığımızda farkettim ki, burada uçağın hepsini dolduracak kadar insan vardı. Az bir sayı değildi bu, uçak büyük bir uçaktı, 300 kişiden fazlaydık.

Uçuş çok rahatsızdı. Herkes elinden geldiğini deniyordu ama küçük bir alanda sıkıştırıldığımız gerçeğini değiştirmiyordu. Uçak bir ara çok sıcak oldu, bazen çok soğuk oldu. Etraftaki herkes hareketlenmeye, koridorlarda dolaşmaya, maskelerini çıkarmaya ve tuvalete gitmeye başladı.

Bu sırada ben kesinlikle virüsü kaptığımı düşünüyordum çünkü bu her şeyi birbirine kattığında virüsü kapmamak inanılmaz gözüktü. Hiç kimse yanımdan geçerken dikkat etmeyip bana sürtünüyordu, kimse maske takmaya devam etmiyordu ve uçaktaki televizyonlar dokunma azaltılsın diye kapatılmıştı böylece herkes daha da sıkılmıştı ve yanındakilerle konuşmaya başladı.

UÇAK SİVAS'A İNDİ

Hala o 12 saati nasıl atlattığımı bilmiyorum çünkü bu olaylar yaşanırken ben bu uçuşun kesinlikle bitmeyeceğini ve çok uzun süre orada kısılı kalacağımızı düşündüm. Bir şekilde atlatabildim, hiçbir şekilde düzgün uyku alamadım, oldukça uzun ve sıkıcı bir yolculuktu ama sonunda indik.

    Ankara’ya inmedik ama, inmemize 15 dakika kala pilot birden bir duyuru yaptı ve Sivas’a ineceğimizi söyledi. Herkes çok şaşırdı tabii ki, bazı insanlar yakındı bazıları sorular sordu fakat hiçbir şekilde bize bilgi verilmedi. Sadece nereye ineceğimiz söylendi ve bir daha bir duyuru olmadı ve beklememiz söylendi.

TAM BİR KAOS

İndik ve herkes ayaklandı. Herkes kendinin önce çıkması gerektiğini düşünüyordu tabii ki. Görevliler herkesi oturtturdu ve isim isim çağırılacağımız söylendi. İsim isim… tabii ki de işe yaramadı. Öğlen 12’de indik ve teker teker çağrılan insanlar için 45 dakika kadar bekledik. İşe yaramayıp çok uzun süreceği anlaşıldığında bu sefer birden herkesi salmaya kadar verdiler. Herkes birden el bagajlarını almak için hareketlendi ve tamamen bir kaos oluştu.

 Dediğim gibi, ben bu anda herkesin virüsü kaptığını düşünüyordum. Çantamı olabildiğince dikkatli bir şekilde aldım ve uçaktan indim. Uçuşa binilmeden pasaportlarımız alınmıştı, havaalanının önünde onlar teker teker verilmeye başladı. Bu sefer şanslıydım ve ismim fazla beklenmeden söylendi. Pasaportumu aldım, yapmam gereken işlemleri yaptım (bazı belgeleri imzaladım, maskemi değiştirdim, elimi yıkadım) ve bir otobüse bindim.

Otobüse bindiğimden bir on beş dakika sonra valizlerimizi alabildik. Valizlerimiz önceden dışarı çıkarılıp dezenfekte edilmişti, hemen onları alıp otobüse koydum. Otobüs binince hareket etmedi, herkesi bekleyeceğimiz söylendi. 300’den fazla kişiyi bekleyeceğimiz söylendi. Bu demekti ki ben ve otobüsümde gitmeye hazır olan 18 kişi diğer herkesin pasaportunu almasını, belge imzalayıp maske değiştirmesini, el dezenfektanı alıp valizlerini bulmalarını bekleyecekti. Bekledik…

4.5 SAAT BEKLETİLDİK

Çok uzun bir süre. İndiğimde saat 12’ydi, uçaktan 1’de çıktık ve otobüs 5 buçuk gibi hareket etti. Bu bana çok saçma geldi, eğer herkes kendi otobüsü hazır olduğunda gitseydi yurtlara gittiğimizde etraf o kadar kalabalık olmaz, herkes yerlerine yerleşirken sıralar olmazdı fakat herkesi beklememiz gerektiği söylendi.

Otobüs dört buçuk saat kıpırdamadan durduğu için beklerken ailemi ve arkadaşlarımı aradım. Onlara uçağımın Ankara yerine Sivas’a indiğini söylediğimde herkes üzüldü çünkü ben İzmir’de yaşıyorum. Nasıl geri döneceğimi düşünmeye başladık.

ANKARA'YA İNECEĞİMİZ SÖYLENMİŞTİ

Dediğim gibi Sivas’a indik. Etrafımdaki kimse bundan mutlu gözükmüyordu sonuçta Ankara’ya ineceğimiz söylenmiş ve planlar yapılmıştı. Otobüsteki birkaç kişiyle konuştum ve çoğu batı tarafından olduğunu söyleyip buranın onlara hiç yakın olmadığını söyledi. Kimse bu durumdan memnun değildi fakat katlanmak zorundaydık.

Böylece Miami’den Sivas’a yapılan ilk direkt uçuşun bir parçası oldum. Bu durum bir sürümüze komik gelmişti, kimse Miami’den Sivas’a gideceğimizi düşünmemişti. Hiçbir şekilde Sivas’ı küçümsemiyor ya da saygısızlık etmiyorum ama bu çok komiğime gitti.

Otobüsler sonunda hareket etti ve yurda vardık. Her şeyi imzalayıp eşyalarımızı odalarımız taşımamız ve diğer her şey yine bir saat kadar aldı fakat sonunda odalara varabildik.

KARANTİNADA 5 GÜN

Karantina tecrübem o kadar uzun sürmedi çünkü beş gün sonra çıkma iznimiz geldi. Test olup negatif çıkan ve dışarı çıkma izni alan herkes evlerine gidebiliyordu. Kısa sürmüş olsa da karantina düşündüğümden çok daha iyi geçti ve çok daha iyi bir şekilde yürütüldü. Günde üç yemek verildi ve kantin servisi de mevcuttu. Odalar temiz ve düzenliydi, gereken her şey verilmişti.  Yemekler verilirken koridorumda kalan insanlarla konuşma fırsatım oldu ve çok güzel insanlarla tanıştım. Kısa ama güzel bir tecrübeydi.

Karantinadan izin alarak çıktım ve çok şanslıyım ki babam arabayla beni gelip alabildi ve otobüs yolculuğu yapmak zorunda kalmadım. Sonunda, 10 ayın ardından eve vardım.

Bu 10 aylık yolculuk çok güzel bir tecrübeydi ve hiçbir şekilde hiçbir şeyden pişman olmadım. Bu yılımı orada geçirebilecek imkanım için çok şanslıyım. Bu deneyim hayatımda bir kere yaşayabileceğim bir şeydi. Herkese bu süreçte yazılarımı okudukları ve benim deneyimlerimi dinledikleri için teşekkür ederim.

Bu yazıları yazıp paylaşma olanağı verdiği için Nevzat Dönmez’e ve izmiryaziyor.com’a da teşekkür ederim. Özellikle de arkadaşlarıma ve aileme de destekleri ve benle olan ilişkileri için teşekkür ederim. Hayatımdaki herkes bu yılı çok daha güzel ve unutulmaz yaptı ve bunun için minnettarım.