PAZARTESİ MEKTUPLARI... ELMAS MISIN KÖMÜR MÜ?


PAZARTESİ MEKTUPLARI 11 KASIM 2019

“ Elmas ile kömür, aynı karbon sayısına sahip olmasına rağmen moleküler yapılarının, farklı olması ile biri elmas diğeri kömürdür" der, Aziz Sancar hoca…

Canlılar da böyledir! Biyolojik olarak eşit, dış etkenler ile farklı.

Ya kentler…?

Bir önceki başkanımız Sn. Kocaoğlu döneminde “İzmirli olmak” konulu bir sempozyum düzenlenmişti...
Sunum ve bildirileri, 500 Sayfalık kitap olarak raflarda.
Apikam kent arşivi kütüphanesinden satın alabilirsiniz!

İZMİRLİ OLMAK

Nasıl bir kent, İzmir… Kimine göre antik bir Roma kenti…
Kimine göre Bizans, Venedik, Osmanlı…

Her katmanı, ayrı bir medeniyetin sessizliğidir bence!

Üniversiteler, Tiyatrolar, Opera, Konser, Sergi salonlarına rağmen önemli bir kültür sanat merkezi olamadı...

Bazıları için, tam bir kent bile değil...
Çok parçalı bir patchwork …

Gâvur diyenler olmadı mı?
Ancak Orta Anadolu’nun 1 Mil. Nüfuslu bir ilinde yıllık alkol tüketimi 892 Tonken, 5 Milyonluk İzmir’de 470 Ton…

Lehçesi gündemde alay konusu olur!
Hani eski İstanbulluların güzel Türkçesi vardı, özenirdik! Beceremedik bir türlü “ Gidi-yom, geli-yom “ diye konuşuruz…
Bu lehçe (İzmirli ’ye has) Smirneika’ın mirasıdır halbuki…
Yunan dilinde olduğu gibi hece atlamalar, kısaltmalardır!

“İzmirli olmak” adlı bildiriler arasında ilgimi çeken bir bölüm ise Prof. Berrak Taranç hocamın tespitleri;

1890- 1920 arası Osmanlı insanlarının bu kentte yarattığı "Rebetiko “ müziğinin kökü “ Rubai “ den gelir. İki beyitlik koşuk, dörtlüklerdir diyor Berrak hoca…

Rebetler var ise biraz da “ Amane Kahveleri “ ile var!

Aşk, özlem, isyan içeriği ile o günün Arabeski benzeri tarzın yasaklandığı dönemler de olmuş!

SONUÇ; Şahsi görüşüm şudur;
Hepimiz Adem ile Havva’dan gelmişiz…
Karbon sayımız aynı...
Moleküler yapımız; Sevgi, Hoşgörü ile farklılaşır…

( S ) + ( H ) Bir arada yaşamanın formülüdür, çimentosudur...

Tuğlaları ise; ortak kültüre tahammüldür...

ALMANYA HANNOVER'DE BİR TÜRK BELEDİYE BAŞKANI

Görüntünün olası içeriği: 11 kişi, Ahmet Güler ve İbrahim Yüncü dahil, gülümseyen insanlar, oturan insanlar, masa ve iç mekan

Gülmek, arabanın silecekleri gibidir, yağmuru durdurmasa da önünüzü görür, ilerlersiniz demişti dostum... Doğrudur, en azından bataryalarınız şarj olur, enerjiniz yükselir.
Ancak bir farklı gülüş vardır..!
Avrupalı Türk İşadamları Birliği Başkanı Dr.Ahmet Güler'in gülüşü... Uzun yıllar Hannover'de bulunduğu dönem manevi oğlu gibi el verdiği Belit Onay'ın ilk Türk kökenli Belediye başkanı olması...
Kendi oğlu da Almanya'da ilk Türk hakim!
İlk kez öğrendiğim bir şey oldu; Hannover Belediyesi Başkanı kim ise aynı zamanda Walks Vagen'in de yönetim kurulu başkanı olurmuş...
E gel de gülme!!!
Gülmeyi bebekler icad etmiş, birazını da masada biz tükettik...

Sevgiyle kalın...

 

Sevgiyle kalın