“Yakışıklıdır,yaşını göstermez,iyi görünmeyi,iyi giyinmeyi,iyi şeyler yemeyi sever.Paraya önem vermez,cömerttir.Kıvrak bir zekaya sahiptir
.Sorunlar karşısında çok çabuk çözüm üretebilir.
Çalışmayı sever,çalışarak bir yerlere gelmenin en doğru yol olduğuna inanır.Hayatı boyunca geçimini hep emeğini kullanarak sağlamıştır.
Duygusaldır.
Zaman zaman bu nedenle yanlışlar yapar.Ama yaptığı da yaşadığı da kendisine aittir.Pişman olmaz.Bir o kadar da gerçekçidir de.Gerçeklerden kaçmaz,üstüne gider.Ama kendini fazla sıkıntıya sokmaz.Bu yüzden bazen sorumsuz olarak nitelendirilse de huyudur bu değişmez.
Dünyada olan biten herşeyle ilgilenir.Bir uçak kazasında ölenlerin dramlarını da ,bir ağaç tepesinde kalmış küçük kedinin kurtarılma operasyonunu da aynı ilgiyle izler.Kitapları sever,ufku geniştir,öğrenmekten hiç sıkılmaz.
En ufak bilgi kırıntısını bile büyük bir açlıkla yutar.Kibardır,saygılıdır,nerede nasıl davranacağını bilir,çocukla çocuk büyükle büyük olur.
Eğlenceye bayılır.Hele sevdiği insanlar da yanındaysa keyfine doyum olmaz.Hayata sıkı sıkıya bağlıdır.Nice fırtınalar atlatmıştır ama birgün bile küsmemiştir hayata.Birey olmanın anlamını,hayatla mücadele etmenin tek yolunun insanın kendi ayakları üzerinde durması olduğunu çok iyi bilir.Kolay kolay sinirlenmez,çok az şey onu kızdırır.
Otoritesini bağırarak değil o tatlı sert havasıyla hissettirir.Gözyaşlarını,gülümsemesini,sevgisini hiç saklamaz.İçinden nasıl geliyorsa öyle davranır.Sosyal demokrattır,ezilenin yanındadır,sömürüye karşıdır.O benim babamdır...”
Üniversitede okuduğu yıllarda büyük oğlum yazmıştı bu mektubu.Hayatımda aldığım en güzel babalar günü hediyesiydi.Her okuduğumda hüngür hüngür ağlarım.
Çocuklarımın en zor günlerinde maddi manevi yanlarında olmaya çalıştım.Onlar da benim en zor günlerimde hep yanımda oldular.İyi günde kötü günde hep beraberiz.3 evladıma gelinim ve damadım da eklendi.
Gürkan,Zeycan,Aslı,Erkan ve Ege sizi çok seviyorum.