NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE


Dünyanın bu günkü durumuna bakınca, bu yüzyılda da bir Atatürk'e ihtiyaç olduğu görülüyor.Bir asker, bir komutan  olarak savaştan savaşa geçen bir hayatı olmasına rağmen, Ulu Önderimiz çağını temsil ederken o dönemde az görülen nitelikte bir kişilik sergilemiş, Türk milletiyle birlikte döneminin en gelişmiş medeniyetleri olan ama aynı zamanda emperyalist güç olan ülkelere de adeta bir insanlık dersi vermiştir.

O yüzden bütün mazlum milletler Atatürk'ü örnek almış ,ona saygı göstermiş,heykellerini en önemli meydanlarına dikmiş ve onun yaptıklarını okullarında ders olarak okutmuşlardır.

Ulu önderimizin her hareketi,her demeci bir insanlık dersi niteliğindedir.

Sadece iki örnek vermek istiyorum:

Atatürk'ün 1934 yılında gözyaşları dinmeyen Anzak annelerine yazdığı mektup:

Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! burada, dost bir vatanın toprağındasınız. huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana ,koyun koyunasınız.Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır,huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.

Yazımı , "Atatürk’ün 17 Mart 1937’de Ankara Palas’ta, Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu’ya verdiği yemekte yapmış olduğu konuşmasında geçen, bütün dünya insanlarının mutluluğunun sağlanması” ile ilgili konuşmasından bazı paragraflarla bitirmek istiyorum.

Milletler acı ve üzüntü bilmemelidir. Şeflerin görevi, hayatı sevinç ve istekle karşılamak konusunda milletlerine yol göstermektir.

Herhangi bir kişinin, yaşadıkça memnun ve mutlu olması için gereken şey, kendisi için değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır. Anlayışlı bir adam, ancak bu şekilde hareket edebilir. Hayatta tam zevk ve mutluluk, ancak gelecek nesillerin şerefi, varlığı, mutluluğu için çalışmakta bulunabilir.

İnsan, bağlı olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar, bütün dünya milletlerinin huzur ve rahatlığını da düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna ne kadar kıymet veriyorsa bütün dünya milletlerinin mutluluğuna hizmetçi olmağa elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar bilirler ki, bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu sağlamaya çalışmak demektir. Dünyada ve dünya milletleri arasında sakinlik, aydınlık ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan yoksundur. Onun için ben sevdiklerime şunu öneririm: Milletleri yönlendiren ve yöneten adamlar, elbette öncelikle ve öncelikle kendi milletinin varlığının ve mutluluğunun nedeni olmak isterler. Fakat aynı zamanda bütün milletler için aynı şeyi istemek gerekir.    Mustafa Kemal ATATÜRK

Ne Mutlu Bize ki şanlı bir tarihimiz var,ne mutlu bize ki kurtuluş savaşı destanı yazmışız.

Ne Mutlu Türk'üm Diyene...