NERDE HAREKET ORDA BEREKET


Rıfat Serdaroğlu’nun başını çektiği ve merkezde partileşmeyi amaçlayan “Çoban Ateşi Hareketi” nin İzmir'deki buluşması Kültürpark 1 Numaralı Hol'de yapıldı. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve CHP'nin İzmir Büyükşehir Adayı Tunç Soyer de katıldı.

Toplantının salonundan ,barkovizyon ve ses düzenine hatta konuşma kürsüsüne kadar herşeyi “Sponsored by İzmir Büyükşehir Belediyesi” şeklindeydi.Kürsüde Büyükşehir Belediyesi’nin üstünü “Çoban Ateşi” yazılı bir kağıtla kapatmışlardı.

Çok sayıda kişi bekleniyordu ki salonun almayacağı düşünülerek fuayeye de kocaman bir ekran kurulmuştu.Artık havanın soğuk ve yağmurlu olmasından mıdır yoksa “Ya güzel konuşuyorlar da sonuç yine sıfır olacak”duygusundan mıdır salon bile dolmadı.

Ve de dinleyicilerin çoğu hareketin lideri pozisyonunda olan Serdaroğlu gibi 70 li yaşlardaydı.

Rıfat Serdaroğlu’nun internet sitesindeki “Serdarca”yazılarını her sabah okur ve çok şey öğrenirim.Erdoğan’ın belalısı diyebiliriz. Yaklaşık 30 yıllık aktif siyaset hayatı var. İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Maliye Bölümünü bitirdi.

Bergama Belediye Başkanlığı, 19.,20., ve 21. Dönem İzmir milletvekilliği ile Sağlık ve Devlet Bakanlıkları yaptı.”Fetö’den Önce” ve “Feto’dan Sonra”olmak üzere çok sayıda yayınlanmış kitabı var.

Hareketin adında geçen çoban kelimesi bana Süleyman Demirel’i hatırlatmıştı.Oysa “Çoban Ateşi “gecenin ayazında, sabaha karşı çiy düşerken sert bozkır toprağına, adeta yapışılan; üstünde ufak çaydanlık, taze çay kaynayan ,baktıkça insana evini ve sıcak yatağını özleten,yoklukla varlığı, hiçlikle sonsuzluğu düşündüren; yeni biçilmiş tarladan çiy ıslatmasın diye üzerine oturulmuş kuru sap ile beslenen bir ateş.

Yakmaz, bağrına basar, okşar, şefkatlidir. dinlendirir insanı, dinginleştirir çoban ateşi. Baktıkça geçmişte yaşanan hüzünler akla gelir, uzakta kalan dostların, sevilenlerin ne yaptıkları düşünülür ve melankoli kaplar insanın içini.

Gün uzakta ağırmaya başlarken ateş de düşen çiy ile birlikte yitip gitmeye başlar. Çay kaynamıştır ve afiyetle içilmeyi beklemektedir. Çaya nemden sertleşmiş toz özelliğini kaybetmiş toz şeker katılır, buz gibi soğuk ve sert bayat köy ekmeği heybeden çıkarılır, yeşil soğan ile birlikte afiyetle yenir. Çoban ateşi şöyle bir karıştırılır ki son kez canlansın, ısıtsın donmuş eklemleri.

Yanda yatmakta olan kangal köpeğine yastık misali yaslanılır ve gözler kapalı vaziyette hafifçe esmekte olan dağ meltemi dinlenir. Sürülerin çıngırak seslerini taşır bu rüzgar. ve sönmüş çoban ateşinin küllerini alır götürür uzaklara.

Serdaroğlu ve arkadaşlarının harekete “Çoban Ateşi “adını vermesinin altında Anadolu bozkırının ortasında küçük bir çoban ateşi yakarak güçlü ve modern bir Türkiye’nin temellerini  atan Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi var.Peki bu idealist hareket amacına ulaşabilir mi? Görünen köy vakti zamanının “Yeni Demokrasi Hareketi” gibi Türk siyaset sahnesinde hoş bir seda olarak kalacağı şeklinde.

Serdaroğlu "Bizler, bölünmüşü birleştirmek için geleceğiz. Biliyor ve inanıyoruz ki;Bölünürsek yok oluruz, bütün olur ve hakça bölüşürsek hem çok hem de tok oluruz. Bu hareketin sahibi Türk Milleti’dir”diyor.Kendisine yanıtı ben değil “Sarhoş Kapı”kitabının yazarı,şair Fergun Özelli veriyor..

“Türk milletinin de sahibi olduğu amma hareket var ha! Milliyetçi hareket, ülkücü hareket, turancı hareket, islamcı hareket, "derin" hareket, milliyetçi muhafazakar hareket, türkçü&islamcı hareket, kuvayı milliye hareketi, çoban ateşi hareketi; hepsi de "Atatürkçü"..