AŞKLA TUNÇ...


“Kültür Kentleri Birliği İzmir 10.yıl ödülleri" dağıtıldı. “Yerel Yönetimler” dalında Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer en başarılı belediye başkanı ödülüne layık görüldü. Başkan Soyer'in ödülü CHP Çeşme Belediye Başkan aday adayı Erkan Sevinç tarafından verildi. Kültür Kentleri Birliği Başkanı Hakkı Gümüştaş, 1983 yılından günümüze İzmir'e emek vermiş sanatçılar, yazarlar, bilim adamları ve özgürlük savaşçılarına ödüller verdiklerini belirtti...”

Bu gazete haberi 27 Aralık 2013 tarihli.Daha o zamandan bu yana Tunç Soyer’i destekliyorum.2014 seçimlerinde Aziz Kocaoğlu’nun tekrar aday olması onu yolundan çevirmedi.Soyer 2000 yılların başında Expo Yürütme Kurulu Genel Sekreterliği’ni üstlendiği dönem bize oy verecek delegelere kenti iyi anlatmak için varını yoğunu ortaya koydu.İki dönemdir Seferihisar’da yaptıkları ortada.”Sakin Şehir” üzerine yine ilk kez bana anlattı hayallerini yıllar önce Milliyet Ege için yaptığım röportajda.Uyguladığı tarım politikası, çocuk belediyeciliği, sosyal ve kültürel çalışmalar takdirin üzerinde.

“2019 yerel seçimlerinde aday değilim”dediğinde inanmamıştım Aziz Kocaoğlu’na.. Onun tekrar başkan olacağı yönündeki iddiam Kocaoğlu’nun kenti dizayndan vazgeçmeyeceği düşüncesi nedeniyledir. CHP üst yönetimine Ekmeleddin faciasından sonra hiç güvenmediğimdendir.Oysa geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de gönlüm Tunç Soyer’den yanaydı .Ve bugüne kadar tüm iddiaları kazanan ben ilk kez bir iddiayı kaybettiğim için öyle mutluyum ki..

Aylardır niye Tunç Soyer’den bahseden bir yazı yazmadım? Soyer’in yıpratılmasından çekindim de ondan.Zaten kendisi de benzer bir politika yürüttü.Çok göz önünde olmadı,diğer aday adayları gibi Tv,gazete dolaşmadı. Resmen adaylık başvurusu bile yapmadı.Görevin kendisine verilmesini bekledi.Tunç Soyer’in Bornova Anadolu Lisesi’nden okul arkadaşı Ayşen Pekşen’in yazdıklarına imzamı atıyorum hemen.

“Uzun zamandır seninle yatıp, seninle kalktım. Arkadaşımdın, yoldaşım oldun. Kolay değildir yoldaşlığa evrilmek. Aynı şeye ağlamayı, aynı şeye gülmeyi, aynı hedefe doğru güvenle birlikte yürümeyi gerektirir. Sayısız sınanmışlığı içerir. Ama sınamalar hiç bitmez ne yazık ki. Dönüp son bir seneye baktığımda yaşadığımız her şey bir mucizeyi çağrıştırıyor. Acımasız, seviyesiz bir muhalefetin yanı sıra mevcut sistemden çıkar sağlayanların korkuyla beslenen küçümsemeleri, köstekleri karşısında senin söylemlerin. “Emek en yüce değerdir”, “Projeleri meslek odaları, sivil toplum örgütleriyle ve üniversitelerle birlikte yürütmek gerekir”, “Bakış açısını değiştirip arka sıralardakileri görmek, önceliği onlara vermek gerekir”, “Hiç kuşkunuz olmasın bu desteği lekeleyecek hiçbir şey yapmadık, yapmayacağız”, “Eşitlik, Adalet ve Özgürlük”, “İzmirlinin nasıl direndiği, kentine nasıl sahip çıktığı çok açık”, “Her şeye rağmen büyüme her şeye rağmen kalkınma istemiyoruz. Çünkü her şeye rağmen büyüme insanları mutlu etmiyor”. Senin için “Tunç Bey çok naif bir insan, bu rantçıların hakkından nasıl gelecek” dedikleri zaman verdiğin “Tunç Bey onların hakkından gelecek merak etmesinler. Zarafet ile zafiyet birbirine karıştırılmamalı” yanıtıyla hepimize çok şey vaat etmiş oldun.

 
Çok kısa bir zaman dilimi içinde ve tüm bu olumsuz atmosfere rağmen etrafındaki destek çığ gibi büyüdü. Kent ve yaşam duyarlılığı olanlar senin etrafına yüreklerden bir duvar oluşturdu, yolundan taşları temizledi, üst yönetime ulaştı, büyük bir kararlılıkla mücadele verdi ve seni bugüne taşıdı. Birlikte gittiğimiz yerlerde insanların akıl almaz bir içtenlikle sana sarıldığını, gözleri yaşlı hayır dualar ettiğini gördüğümde kazandığını biliyordum aslında. Ama önemli olan şey senin değil bu güzel insanların kazanmasıydı. Ve bunun gerçekleşmesi de sadece senin elinde.

Dostum, sen de çok iyi biliyorsun ki koltuklar, makamlar gelip geçer. Sonunda 3-5 kişi baş başa kalırız. Aslolan, o gün geldiğinde 40. Yılda onurla söylediğimiz gibi “Biz iyi yaşadık, namuslu insanlar olduk” diyebilmek. Yolun ama en önemlisi de alnın hep açık olsun; boyun eğme ki boynumuz bükülmesin; ayağına taş gözüne yaş elbette değecek ama halkınla yürürsen yaşını da silerler, taşını da temizlerler. Dört sene sonra sınavını başarıyla vermiş dimdik bir adamla bir kez daha görüşmek umuduyla”

Torunumla tabletten maçlar yaparız ve genelde ben yenilirim.Zevk almaz ve o zaman bilgisayara karşı oynar.Bilgisayar benim gibi değil sıkı rakip.Eğer galip gelmişse tüm ev “İşte bu !” bağırışı ile yankılanır.

İşte bu, işte doğru aday..Aşkla Tunç..Türkiye’nin sorunlarının çözümü yerelde

Yolun açık olsun…