BİR ABDAL BİR ABDAL'A..


Fırat Tanış’ın performansıyla göz doldurduğu, mistik bir ayini andıran tek kişilik “Gelin Tanış Olalım” oyunu, bizi bir Abdal’la yola yoldaş kılıyor. Abdalın sesi, sözü, nefesi kararan ruhlarımızın pasını alıyor. Semih Çelenk’in yazıp yönettiği gösteride Tanış’a sahnede, Eren Erdoğan, Cem Erdost İleri, Sertaç Şanlı ve Mehmet Taylan Ünal’dan oluşan saz ekibi eşlik ediyor. Oyun; kinin, nefretin, gıybetin, açgözlülüğün, yalanın, dolanın, talanın alıp başını gittiği bu çağda; iyiliği, vicdanlı olmayı, azla yetinmeyi, yani insan olmayı öğütlüyor. Anlatıları türkülere, türküleri anlatılara bağlıyor harikulade bir uyum içinde. Oyun boyunca Tanış bizleri bir yolculuğa çıkarıyor. Kul Nesimi‘den Pir Sultan‘a, Yunus Emre‘den Kaygusuz Abdal‘a kadar.Aşık Veysel  menzile yetişmek için gidiyor ya gündüz gece; bu oyun da o gece gündüzü anlatıyor, yolu anlatıyor. "Önemli olan menzile varmak değil, yolda olmak" diyor.Oyun da ismini Yunus Emre’nin Gelin Tanış Olalım isimli şiirinden alıyor.

Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim sevilelim,
Dünya kimseye kalmaz.
 

Oyun için olabildiğince yalın bir sahne tasarımı yapılmış. Çok az aydınlatılmış bir sahne, arkada müzisyenler, önde bağlaması, üstünde gösterişsiz beyaz kıyafeti ve çıplak ayaklarıyla Fırat Tanış. Sanatçı Çelenk’in yazdıklarını öylesine büyüleyici, bulaşıcı bir coşkuyla, mizahla, canla ve kanla sahneliyor ki. Fırat bu oyunla adeta dervişlik hırkasını giyiyor. Ve bu dünyanın fanilerine her şeyin gelip geçici olduğunu, kalp gözüyle bütün âlemlere bakmanın asıl hakikat olduğunu dile getiriyor. Arayıp da bulamadığımızın çok uzaklarda olmadığını aksine en yakınımızda kendi gönlümüzde olduğunu, yüzlerce yıldır bize hatırlatan gönül erenleri gibi bize bir kez daha hatırlatıyor. Asırlardır insanlığa seslenen diğer Abdallar gibi sesle, sözle, şiirle, rivayetle, deyişlerle ruhlarımıza sesleniyor. Çok derin bir toplumsal dayanışma ve hak arayışı, bir politik başkaldırı var sözlerde. Yazar/yönetmen Çelenk ve oyuncu Tanış, ders verme edasından tamamen uzak durarak, önemli bir geleneği bugünle buluşturmayı başarmışlar.Bostanlı Suat Taşer sahnesi yine salon balkon ayaktaydı.”İstanbullu Gelin” dizisinden de tanıdıkları Tanış’ı izlemek için İzmirliler salonu doldurmuşlar, türkülere eşlik ediyor,mesajlara alkışlarla destek veriyorlardı.

Anadolu tasavvufunda önemli bir mertebe bu abdallık. İslam öncesi şaman inancıyla İslam arasında bir sentez. Abdalları ermiş ve hakikate ulaşmış kişiler olarak biliyoruz. Müzik onların kendini ifade biçimi. Zayıfların ve ezilenlerin yanında, toplumdaki haksızlıkların hep karşısında, halk direnişinin diğer ismi onlar sanki. Ele avuca sığmaz, dünya malında, iktidarda gözü olmayan kişiler.Bir abdal bir abdala gelip gel beraber tanış olalım demişse bizim de o güzel insanların yanında olmamız lazım.

İzmir siyaseti toz duman iken “Niye politika yazmadın?” diyeceksiniz.Şimdilerde bir ilçenin  CHP İlçe Başkanı olan gazeteci arkadaşım “Sen siyasetten ne anlarsın.Otur müzik yaz,magazin yaz,spor yaz,sağlık yaz”sözünü dinledim (mi acaba?)