TAVUS KUŞU


Yukarı Mezopotamya'nın bir parçası olan Midyat, Tur-Abidin(Turabdin) Bölgesinde kurulmuş.MÖ 9. yy. Asur Tabletlerinde mağara kenti anlamında "Matiate" olarak geçer. Büyük olasılıkla da adı buradan gelmekte.

Simgesi tavus kuşu..

Mardin gibi bir müze kent olan Midyat, Mardin'den yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta yer alıyor. Mardin'e benzer evlerin, taş konakların, kemerli geçitlerin, minare gibi yükselen çan kuleleriyle Süryani kiliselerinin bulunduğu Midyat adeta bir ortaçağ kenti.

Anadolu uygarlıklarının tarihi şehri Midyat, tarih boyunca İran, Azerbaycan, Kafkasya ve Suriye’den gelen tüccarların uğrak yeri olmuş. Geleneksel el zanaatlarının doruklara vardığı hanlarında, ışık huzmeleri ile aydınlanan çarşılarında, telkâri işçiliğini, çanak çömlekçiliği, taş oymacılığını, bakırcılığı, kuyumculuğu, dericiliği ve dokumacılığı geliştirmiş. Hem de çok çok eski çağlardan beri..

Sıla dizisi çekildiği için “Sıla Konağı”diye adlandırılan Devlet Konukevi ilk görülecek ve bol bol fotoğraf çekilecek yer. Konukevi üç katlı bir ev. En alt kat anakayanın oyulması ile elde edilmiş bir oda ve onun ön-bitişiğine eklenmiş bir bölümden oluşmakta.

İkinci katta geniş bir teras ile üç oda mevcut.

Bu odalar L şeklinde dizilmiş.Üçüncü katta ise yine geniş bir teras ve iki oda var.Bu iki odanın arasında bulunan koridordan yukarıya dar ve tunelimsi bir merdivenle üçüncü kata çıkılıyor.Bu kata çıkıldığında yine geniş bir teras var. Tek odanın giriş kapısının bulunduğu koridorda küçük bir cumba var ve bu kattan odanın damına çıkılabilmekte.Dama çıkıldığında binanın yapıldığı tepenin yüksekliği ve binanın üç katlı oluşu nedeniyle tüm Midyat manzarası muhteşem.

Son yıllarda Anadolu’ya gelen turistlerin önemli duraklarından biri haline gelen Midyat’ın ‘barış şehri’ olarak anılması boşuna değil. Güvenlik konusunda sorun yok. Dolayısıyla bu bölgeyi, kafanızda soru işareti olmadan gönlünüzce keşfedebilirsiniz.

Midyat ve çevresinde bir yanda Müslümanlar, diğer yanda Hristiyanlar, öte yanda ise Ezidiler yaşıyor. Sadece dinleri değil, dilleri de farklı. Ama onlar Midyat’ın bal rengi taşlarına işledikleri kutu kutu evlerde hep birlikte yaşamayı öğrenmişler. Midyat’ın zaten hemen her köşesi barışın simgesi beyaz güvercinlerle dolu. Türkiye’deki iki önemli Süryani metropolitliğinden birinin Midyat’ta bulunması, yörenin bir diğer özelliği.

Kilise çanlarının ezan seslerine karıştığı bölge, inanılmaz bir kültürel zenginliğe sahip. Hah (Anıtlı) köyündeki 1900 yıllık Meryem Ana Kilisesi, mimari açıdan ancak Mardin yakınlarındaki Deyrulzafaran Manastırı ile karşılaştırılabiliyor. Yakınlardaki Hah Katedrali ise M.S. 6. yüzyılda Mor Sobo adlı bir din adamına adanmış. İrili ufaklı birçok kilisenin bulunduğu yörenin kutsal merkezi ise Midyat’a 22 kilometre uzaklıktaki Mor Gabriel Manastırı.Bir tepede 397 yılında Mor Samuer tarafından kurulmuş.

Dünyanın en eski Hıristiyan manastırlarından biri olma özelliğine sahip olan bu manastırda, Meryem Ana Kilisesi, Kırk Şehitler Kilisesi, Kartminli Smuel Kilisesi sekiz kemerli Thedora kubbesi ve Mısırlılar kubbesi bulunmakta. Manastırın eskiden içinde zengin bir kütüphane bulunmaktaymış. Manastırda binlerce öğrencinin eğitim aldığı bir teoloji fakültesi bulunmakta.Mabet, dünyanın en eski faal manastırlarından biri olma işlevini sürdürüyor.

Midyat’ta tarihi yapıların restorasyonu hızla sürüyor.En son  Acırlı mahallesi'nde bulunan Ulucami ve 7 Kardeşler Türbesi restore edilerek ziyaretçilere açılmış durumda.

Midyat, yöreye özgü taşlardan yapılmış evleriyle bir açık hava müzesi durumunda. Evlerin çoğunda yaşam devam ettiği için iç mekânları görmeniz ev sahiplerinden izin almanıza bağlı elbette. Yörede mutlaka uğranması gereken adreslerden biri de Kuyumcular Çarşısı.

Telkâri mücevherlerle konuklarını büyüleyen çarşıya, takıdan hiç hoşlanmayanların bile kayıtsız kalması zor.Gümüş veya altını, ince teller haline getirip örerek oluşturulan mücevherlere ‘telkâri’ adı veriliyor. Kafesli kuyumculuk işi olarak telkârinin yapımı da bir hayli emek ve sabır istiyor. Yapılmasına karar verilen desen, süsleme yapılacak zeminin üzerine, gittikçe genişleyecek biçimde ve derinlemesine oyuluyor.

Kare biçimli tel, ince bir mil yardımıyla bu oyukların içine sokuluyor. Sonra da içlerine iyice yerleşmesi ve oyuğun iki yanına yayılarak yerlerine sağlam biçimde oturması için çekiçle dövülüyor. Bundan sonra üzerinden ince bir törpü geçirilip zımpara tozuyla parlatılıyor.

Kolye, küpe, bilezik gibi takıların yanı sıra; şamdan, tabak, tepsi, bardak süslemeleri ve çeşitli dekoratif objeler telkâri işlemeciliğinin zarif örnekleri arasında yer alıyor.


Basmacılıkta  2 bin 500 yıldır bölgede varlığını sürdüren bir zanaat. Kök boya ve el işi ile yapılmış tahta kalıplar kullanılmak suretiyle icra edilen bu zanaatın ürünleri çok çeşitli: Nevresim takımları, yazma, perde ve çeyizlik işleri bunlardan birkaçı.

“Midyat işi” denilen bir tür el nakışı ise yörenin yaşayan geleneklerinden. Basmalar üzerine işlenen Midyat işi, gül, lale, menekşe ve üzüm dalı gibi yöresel motifler taşıyor.

Ve de şarap. Dünyanın en kaliteli üzümlerinin yetiştiği kavşak noktası olan Midyat’tan şarap almadan dönülmez.

Dostlar “Yediğin içtiğin senin olsun,gördüklerini yaz”ile yetinmeyip “Bavuluna bizi de alsana”dedikleri için geziler düzenlemeye karar verdik.İzmir Lezzet Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sibel Önbaş ile birlikte yapacağımız lezzet gezilerinin ilk adresi Kars olacak.Turları butik gezilerde tek geçtiğim sevgili Filiz Güleç (Meris Tur) en ekonomik koşullarda planlayacak. Bavulları ve midelerinizi hazırlayın.