BAKIN BURASI ÇOK ÖNEMLİ


Mardin’i gelecek hafta anlatmak üzere bu pazar size Kayseri den söz edeceğim.

İyi kötü anılarımın olduğu kentten. 80'lerin başında askerlik görevimi yaptığım kenti bir kez daha görme ve anılarımı tazeleme fırsatını buldum.

Kayseri şehircilik anlamında çok gelişmiş .İnşaat da bol, AVM de.

Özel ve devlet hastaneleri başta olmak üzere çok sayıda görkemli bina var. Kayseri halkı hala o milliyetçi muhafazakar yapısını koruyor.

Leman Kültür’de bile türbanlılar hemen dikkati çekiyor.

Askerliğimi Kayseri Asker Hastanesi’nde Radyoloji Uzmanı olarak yaptım. Bazılarının üniversite ve askerlik yıllarından ne anısı var ,ne de bol fotoğrafı. Bizde anı çok.

İşte bir tanesi.

80 darbesini Kayseri’de karşıladık. Değişik branşlarda 8 asteğmen hastanede kalıyor, akşam yemeklerimizi hemen karşımızda yeralan orduevinde yiyorduk.

Yiyorduk da nasıl?

Rütbeye göre servis yapılıyordu, bize kadar ıyi yemekler kalmıyordu. 11 Eylül akşamı yine Orduevi’ne gittiğimizde kimseciklerin olmadığını görüp sorduk “Ne iş?”. ”Tatbikat varmış komutanım”dedi askerin biri.

Zevkten dört köşe donattık masayı, rakıları da koydurduk. Her akşam askerlerden oluşan bir saz ekibi sahne alıyordu. Sordular “Çıksınlar mı?”diye “Biz müşteri değil miyiz tabii çıksınlar” dedik

Uzatmayayım saz söz içki yemek, kafalar kıyak ,aramızda sesi güzel olan Urfa’lı bir cerrah arkadaşımız vardı. Bir öneri getirdi. Saz ekibini de alalım hastanenin çatısına çıkıp eğlenceye devam edelim,nöbetçi arkadaşlar da sebeplensin diye.

Hep beraber hastaneye geçtik, hastaları rahatsız etmeyecek şekilde Ahmet asteğmenin türküleriyle muhabbete 2'ye kadar devam edip dağıldık. Saat 4 falandı kapım çalındı. Bir asker “Başhekim sizi odasında bekliyor” dedi.

Rüyasında mı görmüş?”deyince

“TSK idareyi ele aldı komutanım”cevabını verdi.

İzmir’deki ailem,dostlarım,arkadaşlarım aklıma geldi “Yine ayvayı yedik “deyişimi hatırlıyorum.

Tamam deyip odadan çıkmaya kalkınca asker “resmi kıyafetle”dedi.

Dolaptan resmi kıyafeti çıkardım hızla giyindim ve başhekimliğin yolunu tuttum.

Benden önce bazı arkadaşlar ve muvazzaf subaylar gelmişti.

Turan abi (Başhekime darbeye kadar öyle derdik,sonra komutanım demeye başladık) hoş geldin dedi.

Çaylar geldi.

Bakıyorum Turan abi sürekli benim ayaklarıma bakıyor.

Farkettim ki çorapları uyku sersemi değişik renklerde giymişim.

Biri siyah biri kahverengi.”

Önemli ise değiştireyim” deyince “lütfen”dedi ve ben tekrar gerisin geriye odama.

Bu arada başhekimliğin kapısında çalışanlardan oluşan bir kalabalık var ,ne olduğunu sorduklarında cevabım”Çorabımı yanlış giymişim”oldu.

Şimdi düşünüyorum da acaba darbe bana doğru çorap giyme adabını öğretmek için yapılmış olabilir mi?

Yoksa ülkenin içine benim yüzümden mi edildi?