İzmir kokuyor Belediye bakıyor


Bir profesör çıkmış, ‘Koku Foça’dan geliyor. Kükürt kokusu’ diyor.

Nedense Foça’da, Aliağa’da oturan değil de, Hatay, Karşıyaka, Buca, Balçova, Narlıdere’de yaşayanlar ‘kokudan uyuyamıyoruz’ diyor.

Bay profesör, belediyeyi koruyayım derken milletin burnuyla, aklıyla kafa yapıyor.

İzmir kokuyor sayın Profesör!

Eskiden sadece melez ağzı kokardı, şimdi tüm kent kokuyor.

Mazgallardan geliyor koku, kanalizasyonlardan, pompa istasyonlarından, büyük kanaldan, kollektörlerden yükseliyor.

Öyle kükürt kokusu falan da değil gece yarısı evlerin içine dolan millete cam-kapı kapattıran.

Öyle Foça’dan falan da gelmiyor, yanımızda, sokaktan yayılıyor.

Resmen lağım kokusu doluyor ciğerlerimize.

B..k kokusu soluyoruz aylardır.

Belediye ne yapıyor peki?

Aylardır burunlarını tıkamışlar sus pus vaziyette hepsi.

İZSU yetkilileri kokuyu sahiplenmeyip sessizliği seçmiş.

Ama tatilde yazlıkta olanlar kente dönmeye başlayıp kokudan etkilenenlerin sayısı artıp, sesler yükselince düne kadar üç maymunu oynayan belediye sonunda, ‘Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’ndaki kollektör bugünkü İzmir’e yetmiyor. Koku o nedenle’ dedi.

Çok değil bundan 16-17 yıl önce Rahmetli Ahmet Piriştina’nın Belediye Başkanlığı dönemiydi.

İZSU Genel Müdürlüğü koltuğunda da Ankara’dan gelen Hasan Fehmi Mani oturuyordu.

Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda hummalı çalışmalar başladı o dönemde.

Büyük Kanal’ın ana kuşaklama kanalı çerçevesinde Balçova’dan Hatay, Karataş ve civarının atık suyunu toplayıp Konak’taki pompa istasyonuna ulaştıracak borular döşenmeye başladı.

Konak’ta kollektörlerin temeli atıldı.

Çalşmalar sürerken, işi bir an önce bitirmek ve Büyük Kanal Projesi’ni tamamlamak için boru çaplarıyla döşeme derinliğini azaltıldığı ortaya çıktı.

O günlerde çok yazdık ‘ yapmayın 30 yıl sonra bu borular yetmez Sahil Bulvarı bir daha kazılmak zorunda kalınır’ diye.

Çok eleştirdik.

Hatta o tarihlerde Melez’de bir törende karşılaştığımız Hasan Mani’ye ‘Neden boru çapları küçültüldü’ diye sorduk, aldığımız cevap ‘İzmir bundan fazla büyümesin. 5 katlı binaları 8 kata çıkarmasınlar o zaman yeter’ oldu.

O cevap üzerine dedik ki, ‘İzmir’in ne kadar büyüyeceğine siz mi karar verdiniz?’

Şimdi geldimiz nokta ortada.

İzmir büyüdü.

Hem de ön görülenden hem de o tarihlerde hazırlanan bilimsel raporlardaki rakamlardan kat kat fazla büyüydü.

Bu büyümeye basiretsiz belediyelerin de aç gözlü müteahhitlerin de, kent yenilemenin de, göçün de katkısı oldu…

Ama büyüdü.

Trafiği yaşanmaz oldu, sokakları kalabalıktan yürünmez…

Şimdi de zaten kirli olan denizine bir de b..k kokan havası eklendi.

Ve bir zamanlar en yaşanlır olan kent 20 yıldır iş başında olan bu belediye yönetim zihniyetinin sonucu hızla yaşanılmaz hale gelmeye başladı.