Paylaşım ağının neresindesiniz?


 Bu gün kullandığımız teknoloji önümüze gelmeden önce, sosyal yaşam dendiğinde aklımıza eşle dostla görüşmek, arkadaşlarla konuşup, sohbet etmek, hafta sonu planları yapmak, sinemaya tiyatroya gitmek, yemeğe çıkmak, müzik dinlemek, spor yapmak, kitap okumak gelirdi.

Şimdi önümüze konan sosyal ağlardan önce korktuk, çekindik.

Sonra içine öyle bir daldık ki, bu sistemin kurucuları bile hayretler içinde kaldılar.

Çünkü Avrupa'da her beş kişiden birinin facebook hesabı varken Türkiye'de her facebook kullanıcısının üç beş ayrı hesabı bulunuyor.                                                                                                                            

DOĞRU KULLANILIRSA

Doğru kullanıldığında son derece faydalı olan bu teknoloji, yanlış kullanıldığında çok büyük toplumsal yaralar açabilir.

Kötü amaçla kullananlar insanları dolandırmak,

Çocukları suistimal etmek,

Cinsel suçlar işlemek,terör,

Fuhuş ve uyuşturucu şebekelerinin tuzaklarına düşürmek gibi suçlar işleyebilirler.

Bu nedenlerden dolayı öncelikle çocuklarımızı bu paylaşım ağlarından uzak tutmalıyız.

Bizlerde keyif aldığımız bu sanal alemde dolaşırken çok dikkatli olmalıyız.

İstediğiniz insan kılığına girip, istediğiniz insana ulaşabiliyoruz,

Kendi çektiğimiz fotoğrafları ekleyip başkalarının beğenisini istiyoruz.

Çünkü başkaları tarafından ne kadar çok beğeniliyorsak o kadar çok kabul göreceğimizi düşünüyoruz.        

Görmek istediğimiz ilgiyi,

Duymak istediğimiz sözleri bu sanal alemde arıyoruz.

Burada duygularımıza hitap ediliyor, beğeniliyor ve kabul görüyoruz.

Bundan da büyük keyif alıyoruz.

Daha fazla keyif alabilmek için de, zamanımızın çoğunu bu sanal paylaşım ağında geçiriyoruz.

Ve buna alışkanlık diyoruz.

Aslında bizi esir alan ve uyuşturan,

Gerçek dünyamızdan birbirimizden koparan bir tehlikenin içinde olduğumuzun farkında değiliz.                  

Hesabımda binlerce takipçim, yazıştığım arkadaşım var.

Burada yazdıklarımı üzerlerine almasınlar.

Ancak gerçekleri de söylemek zorundayım.

Gerçek alemde kendilerini ifade edemeyen kişiler sanal alemde çok rahat hareket edip söz söyleyebiliyorlar.

Fiziksel varlıklarının olmadığı sanal alemde kendilerini olduğundan fazla yakışıklı, güzel, iyi, zengin,genç, duygulu gösterebiliyorlar.

 

SANAL DÜNYA YARATIYORLAR

Başkalarının resimlerini, sözlerini, işlerini kendisinin gibi paylaşabiliyorlar.

Gerçekte bir araya gelmeyi hayal bile edemiyeceği insanlara ulaşabiliyorlar.                                                                                                                                                                                                                    Kendilerine adeta yeni bir sanal dünya yaratan,

Akrabalarını aramayan,

Selam vermeyen

Eşini çocuğunu  çevresindekilerini adeta unutan bu kişilerin her sabah paylaşım ağındaki arkadaşlarına''merhaba'' ''günaydın'' ''iyi günler'' deyip sohbet etmeleri çok ciddi bir rahatsızlıktır.

Bu teknolojiden faydalanalım,

Paylaşım ağlarında arkadaşlıklar kuralım.

Ancak doğamız gereği birbirimize dokunmak, sarılmak, gözlerini içine bakmak, kokusunu almak, sesini duymak ,öpmek, yüz yüze, göz göze günlük işlerimizi yapmak gerçek yaşamın olmazsa olmazıdır... Unutmayalım.....