İzmir'de seçmenlerin parti tuttukları söylenir, külliyen yalandır.
İzmir seçmeni parti tutmaz.
Öyle bir partinin peşine takılıp gitmez.
Bugün, "İzmir CHP'nin kalesi" diyorlar ya..
"Babadan CHP'liyim" diyenler, İzmir'de rahmetli Süha Baykal CHP adayı olarak, Başkan seçilen DYP'li Burhan Özfatura ve SHP'li Yüksel Çakmur'un ardından üçüncü olurken hangi partiye oy vermişlerdi?
Hani nerede kale?.
Rahmetli Turgut Özal'ın ANAVATAN'ı, Burhan Özfatura ile İzmir'de başkanlığı kazanmadı mı?
Aynı Özfatura, Büyükşehir Belediye Başkanlığını DYP adayı olarak da kazanmadı mı?
İzmir'in en önemli siyasetçisi Yüksel Çakmur'u, DSP adayı olarak yenen rahmetli Ahmet Piriştina'nın DSP'si İzmir'de ne halde.
Dağlara taşlara "Karaoğlan" yazanlar okuma yazmayı mı unuttular.
Bana kimse "İzmir parti seçiyor" demesin.
Kentin siyasi tarihine şöyle bir bakıldığında bunun doğru olmadığı hemen görülüyor.
İzmir'de seçim kazanmak için parti değil samimi adam lazım.
Eğer İzmirli inanırsa, güvenirse partisine bakmaz.
Ama güvenini yitirirse
Samimi olmadığını hissederse
Bir anda siler geçer İzmirli.
Ne parti kalır ne de bugüne kadar "En büyük benim" diyenler.
İzmirlinin gösterdiği güveni suistimal edersen vay haline.
Yandı gülüm keten helva.
Yok olur gidersin.
Bir kamuoyu yoklamasında bir başkanın oyları partisinin 10 puan gerisinde çıkıyorsa bu çok önemli bir uyarıdır.
Ankara bu uyarıyı iyi okumalı..
İzmir artık, "Ceketimi koysam seçilir" olmaktan çoktan kurtuldu..
Bu iyi bilinmeli...
Kimse İzmirlileri hafife almasın.