Doğru bildiğimiz yanlışlarımız...


Siyaset öyle bir hale geldi ki inanın yazmak gelmiyor içimden.
Gözünüze baka baka yalan söyleyen insanların yaptığı iş haline geldi siyaset.
Ama siyasetçileri de hemen asmayalım.
Belki söyledikleri şeylerin, verdikleri sözlerin gerçek anlamlarını bilmiyorlardır. 
Çok safça bir yorum değil mi?
Öyle belki ama ya doğruysa..
"Olur mu öyle şey. İnsan söylediği şeyin anlamını bilmez mi" demeyin.
Bizler de günlük yaşamımızda bilmeden birçok deyim ve atasözünü yanlış kullanıyoruz...
Anlamlarını değiştiriyoruz.
Merak ettiyseniz, ilk örneğini hemen vereyim
Hani çapkınlığı meşrulaştırmak için "Güzele bakmak sevaptır" deriz ya...
Onun aslı, "Güzel bakmak sevaptır.."
İşimize öyle gelmiş ilkini kullanıyoruz genelde.
Hırslı birini tarif ederken söylediğimiz "Azimle sıçan duvarı deler" sözünün aslı da  "Azimli sıçan duvarı deler..."
İlkinde fiil olan "sıçan" yanlış, ikincisinde özne olan "sıçan" yani fare doğrudur.
"Göz var nizam var" yanlış yapıyorsunuz.
Gördünüz mü ben de yanlış yaptım.
Bu sözün doğrusu, "Göz var, izan var.."
İzan, anlayış, anlama yeteneği, nizam, düzen kural demek.
Bu arada ağzının tadını bilmeyenler için kullandığımız "Eşek hoşaftan ne anlar" da yanlış kullanılan deyimlerden.
Doğrusu, "Eşek hoş laftan ne anlar.."
Bunları yanlış kullandığını nereden mi biliyorum.
Siz şimdi, "Aptala malum olurmuş" dersiniz ama doğrusu "Abdala (derviş) malum olurmuş..."
Yani bu hakaret için değil aksine iltifat için kullanılan bir deyim.
"Su uyur düşman uyumaz" diyorsunuz değil mi.
Suyun uyuduğunu gördünüz mü hiç?
Atalarımız bunu şöyle söylemişler aslında:
"Sü (asker) uyur düşman uyumaz..."
Başarısız olduğunuzda, paranızı kaybettiğinizde çok sık kullanırsınız "Sıfırı tüketmek" sözünü.
Hiç bir değeri olmayan sıfırı tüketsen ne olur tüketmesen ne olur.
Anladınız değil mi o da yanlış.
Doğrusu, "Zafiri tüketmek.." 
Yani soluğu tüketmek, yorulmak...
Şimdi siz bana, "Yeter ya, bildiklerimizin söylediklerimizin hepsi mi yanlış. Kısa kes Aydın havası olsun" dersiniz.
Ben yine de sizin söylediğiniz bu sözü dikkate alıp yazıyı kısa kesiyorum ama bilin ki yine yanlış yaptınız.
Neden mi?
Çünkü kısa kesmenin Aydın havası ile alakası yok.
Bu söz aslında şöyle:
"Kısa kes Aydın abası olsun.." 
Aba, Aydın efelerinin giydiği giysidir. Kısa ve dizleri açıktır..
Hepinize keyifli ve yanlışsız bir hafta diliyorum.