TRUMP-KUDÜS, İNSAN HAKLARI VE BARIŞ


Trump kafasına İsrail takkesi geçirip, televizyon ve basının karşısına çıkarak Kudüs'ün artık İsrail'in Başkenti olacağını tüm dünyanın karşı çıkmasına rağmen ilan etti.

ABD'nin zorbalığı ile İsrail'in başkenti ilan edilen Kudüs'te Filistinli çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar neredeyse her gün İsrail şiddetine maruz kalarak can veriyor.

İsrail bütün dünyanın gözü önünde Filistin topraklarını adım adım işgal ederek ele geçirdi. Filistin halkını sistematik olarak katlederek açlık ve yoksulluğa mahkum ederek vatansızlaştırdı.  

Kudüs'teki Filistinliler yabancı göçmen olarak kabul ediliyor.

Orada yaşama hakları da ellerinden alınıyor.

Ama dünyanın her hangi bir yerinde oturan bir Musevi ise tüm haklara sahip olarak İsrail'e gelip yaşayabiliyor.

Doğu Kudüs'te 200 bin musevi, İsrail ordusu ve polisi tarafından korunarak Filistinli mahallelerde yapılmış büyük konutlarda yaşarken Kudüs'te yaşayan Filistinliler tüm haklarını kaybetmiş durumdadır.

İsrail'in bu güne kadar katlettiği Filistinli sayısı, 2.Dünya Savaşında toplama kamplarında katledilen yahudilerden az değildir.

Filistinliler hala bu günde İsrailliler tarafından işkence ve ölüm tezgahlarından geçirilmektedir.                                                   Trump'ın milletler arası hukuka aykırı olarak aldığı ''Kudüs Kararı'' Filistini tümden yok etmesi için İsrail'e verdiği bir izin belgesidir.

Bunu yalnızca bir Arap sorunu olarak görmek yanlıştır.

Bu bir insanlık sorunudur.

Buna sessiz kalan Arap liderlerin çoğu ABD ve İsrail tarafından ya devşirilmiş ya da iktidarlarını ABD ve İsrail'e haraç vererek elde etmişlerdir.

Bu nedenlerden sessiz kalıp kıpırdayamazlar.

Güçleri buna yetmez.

Onların tek düşünceleri petrol, dolar ve yıkılmaz sandıkları o ahlaksız iktidarlarıdır,oturdukları koltuklarıdır.

Bu yüzden küresel Siyonizmin bütün islam coğrafyasını savaşa ve göz yaşına boğmalarına göz yummaktadırlar.

Batı, ABD önce Irak ve Suriye'yi işgal ettiler burada yaşayan müslümanları ya yok ettiler ya da mülteci olarak dünyanın dört bir yanına savurdular.

Bu anlayış Irak, Suriye, Afganistan, Libya, Yemen, Lübnan, Mısır'ın içine yuvarlandığı felaketin sorumlusudur.

Aynı anlayış şimdi de İsrail'e angaje Arap devletleriyle birlikte müslüman devletler arasında daha büyük bir savaş çıkarmayı planlamaktadırlar.

Peki, ''Egemenliğin devri,bağımsızlığın terki anlamına gelir. Bu manda ve himayeyi kabul etmektir,zillettir'' diyen BM  varken, bütün dünya bu karara karşı dururken Trump bu kararı neden imzaladı?

Çünkü Trump seçim kampanyalarında kendisne milyonlarca dolar yardım eden yahudi lobilerine seçim vaadi olarak söz vermişti.

Ve sözünü yerine getirdi.

Yahudi iş adamı, ABD'nin en büyük kumarhanelerinin sahibi Adelson'un verdiği 20 milyon Dolar bu havuza aktarılan yardımlardan sadece olduğuna göre atılan bu imzanın bedelini siz düşünün..

Kısacası yıllardır süren mücadele, barış için harcanan çabalar, katledilenler, yitip giden hayatlar ve bundan sonra kaybedilecek canlar bunların hiç birisi milyon dolarlar ve oturulan ahlaksız iktidar koltukları kadar bile etmiyor.

''10 Aralık İnsan Hakları Günü'' ''Barış''Bu günkü kahpe ve zalim dünyada ne anlama gelir ki...

Biz yine de bu günün tüm dünyaya barış, hak ve hukuk ve özgürlük getirsin diyelim.