Birleşmiş Milletler ne işe yarar?


Birleşmiş Milletler II. Dünya Savaşı'nın ardından 24 Ekim 1945 tarihinde, ''Dünya barışını sürekli kılmak''adına kurulmuş uluslar arası bir örgüttür.

Adalet ve güvenliği,

Ekonomik kalkınma ve sosyal eşitliği sağlamak bu küresel gücün amaç ve vazifesidir.

Ancak bu ifadeler yalnızca teoride kalmış ve bir prensipten öteye gidememiştir.

BM lerin kurulduğu günden bu güne bu prensiplerle hareket ettiği hiç görülmemiştir.

Adalet, güvenlik, ekonomik kalkınma ve sosyal eşitlik rafa kaldırılmıştır.

Silah sanayisi ve bunların dünyaya pazarlanması en önemli görevi haline gelmiştir.

Dünyanın güvenlik açısından dengesini kontrol eden de veto gücünü elinde bulunduran da BM'lerin 5 daimi üyesi olan ABD, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere'dir.

Stratejilerini kan ve gözyaşı üzerine kuran bu ülkeler çıkarttıkları savaşlarda ölen insanlar ve açlıkla savaşan, açlıktan ölen insanlar karşısında üç maymunu oynamaktadırlar.  

Uluslararası Barış Araştırma Ensitüsü'nün 2016 yılında yaptığı bir araştırma raporunda dünya genelinde savaş ekonomisine aktarılan para 1 trilyon 686 milyar Dolardır.

Bu paranın % 70'i BM'nin sözde Güvenlik Konseyi daimi üyelerinin kasasına girmiştir.

Geriye kalan % 30'u da silah üreten diğer emperyalist ülkeler tarafından paylaşılmıştır.

Gıda ve Tarım Örgütü'nün raporunda dünyada yaklaşık  1 milyar insan açlık ve susuzluk çekmektedir. Yani her 9 insandan biri aç ve susuzdur ve her 4 saniyede bir kişi açlıktan ölmektedir.

Açlıkla savaşan STK'ların yayınladığı raporlarda, dünyada aç insan kalmamasının maliyeti yıllık sadece 30 milyar dolar olduğu tespit edilmiştir.

Savaş ekonomisiyle 1 yılda 1 trilyon 686 milyar Doları kasalarına akıtan BM daimi üyeleri bu paranın yalnızca 30 milyar dolarını açlıktan ölen insanlar için kullansalar dünyada aç insan kalmaz, BM'ler de gerçek görevlerini yapmış olurlar.

Ancak militarizmden kasalarını dolduran BM'nin Beşlisi ve Küresel Güçler kendi çıkarlarını ön planda tutarak, zayıf olanların ezildiği, kan ve gözyaşının teşvik edildiği bu ahlaksız ve acımasız siyasetlerinden asla vaz geçmemektedirler.

Bir çocuğun açlıktan ölmesi karşısında sessiz kalan, görmezden gelen bu vahşi kapitalist anlayış militarizme, lüks tüketime, israfa trilyon dolarlar harcamaktadırlar.

Küresel güç, egemen dünya, emperyalizm, tuzu kuru olanlar, ''Bize dokunmayan yılan bin yaşasın''diyenler,bu gerçeklere kulaklarını tıkamış, duymazlıktan gelen, iki yüzlü, ahlaksız tavırlarını hala sürdürmektedir.

İnsanlık adına utanılacak olan şey de budur.

Göstermelik olarak kurdukları UNICEF, ILO, IMF, WB, WHO gibi bir çok kuruluşların hepsi de kendilerinin çıkarları için kurulmuştur.

Bugün dünyada 208 ülke bulunmaktadır.

193'ü Birlemiş Milletler Örgütü'ne üyedir.

Artık 193 dünya devleti adına 5 daimi üye ülkenin karar verme ve yönlendirme yetkisi tartışmaya açılmalıdır.

Birleş Milletler Örgütü'nün de kuruluş amaç ve sebepleri tekrardan gündeme getirilmelidir.  

Bir çocuğun dahi açlıktan ya da savaştan dolayı ölmemesi için insanlık ayağa kalkmalıdır.