CHP ve İzmir analizi


Anlamadığım nokta %51'lik AK Parti ile %12' lik MHP ve %1 lik bbp ittifak yapıp şaibe ile %51.8 alıyor...

Yani aslında % 62- 63 almaları gerekirken, o cenahta bir problem yok....

Bahçeli hiç bir şey olmamış gibi duruyor....

Cumhurbaşkanı Mayıs ayında parti genel başkanı olacak..

Buna karşılık % 25' lik CHP ve herkesin baraj altı diye konuştuğu %10'luk HDP ve batı bölgelerindeki MHP' liler ile %2'lik Saadet Partisi ve diğer sol oylar birleşip aslında %52-53 lük nitelikli bir çoğunluk yakalıyor ama kaynama başlıyor.

Hemen kurultay ve genel başkan hesapları....

Dert partiiçi iktidar.....

Bıkmadık usanmadık....

Yenile yenile utanmıyoruz da....

Herkes, "mevcut durumda nasıl pozisyon alabilirim" derdinde....

Belediye başkanları "yeniden nasıl atanırım" derdinde.....

Mahallelerde herkes delege olup oğlunu kızını yeğenini belediyede işe koyma derdinde....

Bu kısır döngüden partinin üst yönetimi de besleniyor.....

Bir tür sembiyotik bir ilişki kurulmuş....

Su başlarında hep aynı insanlar....

Önce, Önder Sav'cı sonra Eşref Erdemci sonra Deniz Baykalcı sonra Kılıçdaroğlucu oluyorlar....

Partide ismi halk olmasına rağmen halk yok.....

Çıkar ve nüfuz çevreleri var...

Bunlar batı bölgelerinde halkın yaşam tarzı endişesinden verdiği her oyu kendilerine sayıyorlar....

Seçimlerde oyunu CHP'ye veren sıradan seçmenlerle bu profesonelleşmiş kesimlerin bir alakası yok....

Örneğin parti en yüksek oyu İzmir'de, Karşıyaka'dan, Güzelyalı'dan, Göztepe'den alıyor ama ilçe ve il yönetiminde esameleri bile yok....

Partiyi varoşun ve çeperin profesyonelleşmiş unsurları yönetiyor..

Hemen söyleyeyim bu durumdan kimse rahatsız değil....

Bir tür al gülüm ver gülüm dünyası....

CHP'ye oy veren sıradan seçmenlerin parti içinde oluşan bu "Clientelist" yapılanmalardan haberi dahi yok....

Örgüt dediğiniz şey örgüt olmaktan çıkmış metropolde dosya takibi ve işe adam aldırmayla uğraşıyor...

Ben bütün bu analizlerimi sayın genel başkanın yüzüne de söylediğimden gayet rahatım....

Hiç bir beklentim yok....

Onun için rahatça analiz ediyorum.....

Genel merkezdeki odasında sayın genel başkana bunları ilettiğimde omuzumu tutarak samimiyetle şunları söylemişti:

"Hocam yerden göğe haklısınız.... Bu lümpenleşmeyi elbirliği ile engelleyeceğiz... Ya lümpenler galip gelecek ya da hep beraber onlara yenieceğiz..."

Eradan 3 yıl geçtikten sonra öyle anlaşılıyor ki genel başkan da bu kısır döngüye yenilmiş....

Fakat arkadaşların (!) unuttukları bir şey var.....

Muhalefet cephesinde yeni bir merkez parti kurulursa yaşam tarzı endişesinden verilen oylar da gidecek....

O zaman cumhuriyeti kuran partiyi vakıf yaparsınız.....

Üzerine bir bardak soğuk su için emi.....