Bizde bir laf vardır
" Tıbbiyeden her şey çıkar, arada bir de doktor çıkar"
Hocalarımız ders anlatırken çoğu zaman bu sözü bize hatırlatırdı.
Bunu hem sosyal hayata önem vermemiz ve kişisel yeteneklerimizin peşinden gitmemiz için , hem de gerçekten de camiamızda övünülecek düzeyde sanatın her dalında hayatın her alanında tarihe mal olmuş, topluma mal olmuş şahsiyetlerin Tıbbiyeden çıktığını övünerek bize göstermek için yaparlardı.
Meslek hayatım boyunca buna ben de şahit oldum:
Meslektaşlarımız iyi bir ses sanatçısı oldu,
İyi bir enstrüman çalan çok sayıda arkadaşımız oldu,
Şairler, ressamlar , fotograf sanatçıları oldu aramızda,
Yazarlar,çizerler oldu.
Hatta inanmayacaksınız sanayici bile çıktı aramızdan.
Her şeyden önce sevgili eşim Uz.Dr. Yelda SORGUÇ, 3 roman yazdı...
Mesleklerinde Türkiye'nin yüz akı olan ; Nobel Tıp ödülü alan,alanlarında Avrupa bölüm başkanlığına yükselen, hatta Amerika Ulusal Sağlık Komisyonu Başkanlığı yapan hekimlerimizle gurur duyduk hep.
Türkiye'nin Tıp fakülteleri , uluslararası alanda küçümsenemeyecek prestije sahiptir,
Halkımız bunu tam bilmiyor olabilir.
Ortadoğu, Doğu Avrupa, Rusya gibi ülkelerden çok öndeyiz,
Avrupa ile bir çok alanda yarışır düzeydeyiz.
2.Mahmut döneminde, Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle ilk cerrahhanenin, Şehzadebaşı'daki Tulumbacıbaşı Konağı'nda Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire adıyla kurulması, Türkiye'de modern tıp eğitiminin başladığı gün olarak kabul edilir.
Okulun kuruluş günü olan 14 Mart, "Tıp Bayramı" olarak kutlanmaktadır.
14 Mart Tıp Bayramımız Kutlu Olsun.
Sevgiyle kalın .. Op.Dr.Sırrı SORGUÇ