ABD Türkiye'nin dostu değil


ABD,  DAEŞ'e karşı mücadeleyi bahane ederek PYD'ye doğrudan silah yardımı yapmaya başladı.

Bu silah yardımları yeni değil,

Uzun süredir PYD silahlandırılıyor.

Bugüne kadar 350 sefer ayrı parti silah yardımı yapıldı.

Ancak bu sefer doğrudan tank savar, uçak savar gibi ağır silah ve cephane göndermeye başlandı.

Amaç DAEŞ ile mücadele değil.

ABD gerçekten istese Koalisyon Güçleri ile birlikte bütün terör örgütlerini Suriye'den kısa zaman içinde temizler.

Bir avuç coğrafyayı elinin içi gibi tanıyan, karış karış her köşesini bilen ABD yeni teknolojilere, elektronik gözetlemelere gerek duymadan PKK, PYD, DAEŞ gibi terör örgütlerini yok eder.

 

AMAÇLARI ÇOK FARKLI

 

Amaçları bu değil,

Aslında yaşanan şey Suriye iç savaşı ve rejim meselesi değildir.

Demokrasi, özgürlükler meselesi de değildir.

Mesele 1. Dünya Savaşı sonrası yeni bir Orta Doğu haritası dizayn etmek istenmesidir.

Irak, Suriye dışında Yemen'den Lübnan'a, İran'dan Türkiye'ye kadar herkesi bu kaosun içine sokulmak istenmesidir.

Bugünkü Suriye meselesini Irak işgali,

Afganistan işgaliyle,

Yemen kriziyle,

Basra Körfezi'yle,

Kızıldeniz'deki yığınaklarla,

Mezhep krizleri projeleriyle birlikte değerlendirmezsek, meselenin büyüklüğünü ve ciddiyetini anlayamayız. 

Türkiye'nin ''Fırat Kalkanı'' operasyonuyla Suriye'ye girmesi burada terör örgütlerine karşı mücadele başlatması ve bölgeyi temizlemesi,

Bu güne kadar Koalisyon adı altında batının "terörle mücadele ediyoruz" gerekçesiyle yaptığı bütün kirli ittifakları ortaya çıkardı. 

Terör Örgütlerini ''Demokratik Güçler Koalisyonu''adı altında kamufle edenlerin asıl amacı deşifre oldu.

ABD bu ağır silahları ve cephaneyi PYD'ye DAEŞ'e karşı değil, Türkiye'ye karşı kullanılmak üzere vermiştir.

Açıktan, doğrudan PKK ve PYD'yi ağır silahlarla düzenli ordu haline getirmek istemektedir. 

 

MASKELERİ DÜŞTÜ

 

PYD'nin üstlendiği alanlara ABD bayrakları asması hiç kimseyi şaşırtmasın.

Çünkü PYD , ABD'nin siparişi üzerine Kandil'de kurdurduğu bir terör örgütüdür. 

PKK-PYD bugüne kadar ABD'den habersiz ve bağımsız bir hareketi görülmemiştir.

Marksist-Leninist siyaseti benimsediğini söyleyen,

Siyasi varlıklarını ABD karşıtlığı ve emperyalizme karşı, halkının kendi kader tayin etme amacında olduğunu söyleyen bu sözde sol örgütler, aslında Batı emperyalizminin projelerini yerine getirmeye çalışan satılmış, taşeron terör örgütleri oldukları ortaya çıkmıştır.

Maskeleri düşmüştür.

Artık kimseyi kandıramıyacak,

Bu oyunu daha fazla sürdüremeyecekler. 

Kürt vatandaşları da geç de olsa bu gerçeği gördüler.

ABD'nin PYD'yi kullanarak Suriye'nin etnik,Çdinsel ve kültürel haritasını değiştirmeye yönelik operasyonlara girmesi,Türkiye'nin buraya müdahalesine neden olmuştur.  

Bugüne kadar her dediğini yaptıran,  

Uslu çocuk Türkiye'yi dizayn etmeye,

Hükümetleri yönlendirmeye,

TSK'ye müdahale etmeye alışmış ABD, bu durum karşısında rahatsız olmuş keyfi kaçmıştır.  

Ankara'daki büyükelçisi John Bass Türkiye'nin Suriye'ye girmesi, belediyelere kayyum atanmasını eleştirerek, muhalefeti ve vatandaşları tahrik etmeye başlamıştır.

Herkes bilmelidir, ''Takke düştü kel göründü'' gerçekler ortaya döküldü.

Türkiye artık bugüne kadar ''Stratejik Ortaklık''gördüğü samimiyetsizlik yerine giderek sıkı pazarlıklar sonucu şekillenen ''Taktik İşbirliği''e gidecektir.

ABD Türkiye'nin güvenebileceği  gerçek bir dostu ve ortağı değildir.