İzmir'i Petit Paris, Karşıyaka'yı Monmartre yapalım


İzmir’e "Küçük Paris" derlerdi eskiden.

Frenkler, İzmir’e "Küçük Paris" ( Petit Paris ) demişlerdir. İzmir’de Osmanlı Döneminde yoğun bir Levanten yerleşimi vardı. Rumları ve Yahudi vatandaşlarımızı eklediğimizde güzel İzmir’imizin eskiden de renkli, kozmopolitan bir hayatı vardı.

İzmir; Avrupa tarafından bilinen, hatta Avrupa’dan çeşitli milletlerin yaşamayı tercih ettiği bir şehir olmuştur o dönemde. İzmir’de yaşayan Avrupalıların birbirleriyle yaptıkları evlilikler sonucunda Levanten kültürü doğmuştur.

Gelin,İzmiri tekrar eskiden verilen ismi hak eden bir kimliğe kavuşturalım.

İzmir Petit Paris olsun, İzmir'in gururu Karşıyaka da Paris de sanatçıların, şair ve ressamların yaşadığı Monmartre olsun.

Karşıyaka Güzel Sanatlar ve Mimarlık Üniversitesi:

Karşıyaka Türkiye’nin en çağdaş insanlarının yaşadığı elit, elit derken kendini yetiştirmiş ,başarılı ve kültür seviyesi yüksek bir yerleşim yeridir.

Nüfus olarak da Türkiye'nin bir çok şehrini geride bırakır. Yani bir avuç insan değil büyük bir camiadır Karşıyaka ( Tabii ki Güzel İzmirimizin tamamı da öyledir bana göre , ama Karşıyaka “ Creme  de la creme “ tabirini hak eder.)

Karşıyaka'ya, güzel sanatlar ve mimarlık üniversitesi kurulsun  ve sanatın her türlüsünün icra edilebildiği kültür sanat merkezi, sanat kafeleri, sokak sanatçıları ile Karşıyakamızı dolduralım.

Bir caddede klasik müzik orkestrası çalsın, bir köşede ressamlar eserlerini sergilesin, sokak müzisyenleri her yerde kendi gösterilerini yapsın.

Kafelerde bütün sanatçılar bir araya gelsin . Güzel sanatlar ve Mimarlık Üniversite öğrencileri de bu ortama renk katsın.

Victor Hugo’nun 1839 yılında yazdığı  İzmir şiiri:

İzmir bir prensestir

Çok güzel küçük şapkasıyla

Mutlu ilkbaharlar durmaksızın ona gülümser

Nasıl vazodaki çiçekler ışıldarsa

O da denizlerin arasında ışıldar

Hatta Arşipel’in yaratılışından çok daha tutkulu.

İzmir her güzelliği hak ediyor. Sevgiyle kalın…