BİR YAĞMUR YAĞSA ÜLKEME
Bir yağmur yağsa ülkeme: bardaktan boşanırcasına, tüm sokaklarına, tüm caddelerine...
Bir yağmur yağsa ülkeme: kapıları pencereleri açsak, çatıları kaldırsak girse içeriye...
Bir yağmur yağsa ülkeme; tüm kurumların merdivenlerine çıksa, koltuklarını dolaşsa...
Bir yağmur yağsa ülkeme; köşklerin, sarayların içine girse dip bucak...
Biliyorum:
Güneş feragat etse yaz sıcağından, bulutlar bir araya gelse doldursa damlacıklarını boşaltsa güzel ülkemin üstüne, temizlenir kiri, pası, pisliği, öfkesi, bencilliği, nefreti, sevgisizliği...
Biliyorum:
Bir yağmur yağsa ülkeme; gecenin bir yarısı sokakta tankların üzerindeki insanım buluverir kendini, eşinin, çocuğunun sımsıcak yatağında...
Bir yağmur yağsa ülkeme; korkuyla, endişeyle koşturup duran insanım buluverir kendini göğsünü gere gere, davullu zurnalı asker uğurlamasında...
Bir yağmur yağsa ülkeme; kucağında bebekleri ile sokağa çıkmış çocuklar buluverir kendini salıncakta, lunaparkta...
Bir yağmur yağsa ülkeme; o yorgun kalbiyle yüreği ağzında olan anneler, çoluk çocuk bir arada huzurla, keyifle piknik yaparken bulsa kendisini...
Bir yağmur yağsa ülkeme; çalışıp didinerek, kredi kartına taksit yaptırarak erken rezervasyonlu tatilde eğlenerek, bütün bir kışın yorgunluğunu atarken bulsa kendini...
Bir yağmur yağsa ülkeme; düğününde, eş-dost halay çekerken bulsa kendini...
Bir yağmur yağsa ülkeme; endişenin, korkunun, acının üzerine ve gördüğümüz yüzler gülümsese, duyduğumuz sesler kahkaha olsa...
Bir yağmur yağsa insanlarımızın üzerine; tepesinden aşağıya, omuzlarından dökülse, ayaklarından toprağa aksa uyanır mı ülkemin güzel insanı?
Suyun gücü arındırır, temizler, dönüştürür...
Yeter ki, uyanmaya niyet edelim...
Şimdi; inanma vakti, mutluluğu, huzuru, sevgiyi, birlik ve beraberliği hak ettiğimize inanma ve dönüştürme vakti...
Herkes kendi yağmurunu yağdırabilir, şimdi yağdırıp temizlenme vakti...
Şimdi; çocuklarımızın gözlerinin içine bakıp neyi emanet ettiğimizi fark etme vakti...