Bayram gelmiş neyime


2 Temmuz 1993,

Bundan tam 23 yıl önce, Pir Sultan Abdal şenliklerine Sivas Valiliği'nce davet edilen aydın, şair, sanatkar tam 33 canı, yalnızca kendilerinden farklı düşündükleri için diri diri yakan anlayış yüreğimizi yakmıştı.

Hemen sonrasında gelen bir bayram mesajında kullanmıştım, ''Bayram gelmiş neyime?''diye.

O günden bu güne içimizdeki yangının ateşi hiç sönmedi. 

Yaşanılan yeni katliamlarla daha da derinleşti.

Bir yandan PKK, TAK bir yandan IŞİD yaralarımızı tekrar tekrar dağladı.Yüreklerimizi defalarca yaktı,bir çok ocakları söndürdü.  

En son 28 Haziran 2016'da İstanbul Havalimanı saldırısında 3 canlı bomba ile 42 kişi öldü, 150 kişi yaralandı.

Dün Sivas'ta radikal islamcıları harekete geçiren gizli güç ile bugün Atatürk Havalimanı'nda canlı bombaları patlatan da aynı karanlık güçtür. Aynı anlayıştır, planlayıcılar da mihrakları da aynıdır. Türkiye üzerine oynanan oyunlardır.

Terör terördür. PKK, TAK ne ise IŞİD de odur.

Terörü kimin yaptığı, ne amaçla yaptığı önemli değildir. Ne yazık ki Türkiye'de her terör olayından sonra her patlamadan sonra, ''Kim yaptı acaba?''merakı içinde olanlarımız vardır.

IŞİD'i İslamiyet adına hareket ettiklerini düşündükleri için düşman görmeyip, sempati ile bakanlar vardır. PKK'yı da Kürt siyasi hareketinin savunucusu kabul edip, şiddeti siyasal mücadelenin yöntemi olarak kabul edenler vardır. PKK'nın Kürtlerin haklarını, çıkarlarını savunan bir hareket olmadığı, emperyalist güçlerin taşeron olarak kullandığı bir terör örgütü olduğu ortaya çıktı.  

IŞİD yani Irak ve Suriye İslam Devleti İslamiyet adına, İslamı koruma amacıyla 2004 yılında El Kaide'ye bağlı olarak Irak ve Suriye'deki radikal isyancı grupların  bir araya geldiği, ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle El Kaide'den ayrılarak her geçen gün büyüyen bir terör örgütüdür.

Türkiye'de İslam adını kullandıkları için DAEŞ adıyla anılmaya başlanmıştır.

Gerçek İslam ile hiçbir alakası bulunmayan IŞİD bir şeriat sarmalıdır.

Üç beş öfkeli gencin kurduğu sıradan bir örgüt değildir.

Çok büyük maddi gücüyle dünyanın bütün istihbarat örgütlerinden bilgi satın almaktadır.

Ellerinde son derece modern, öldürücü silahlar ,roket atarlar, akıllı mühimmat en önemlisi de beyinleri yıkanmış, genç yaşta ölmeye şartlandırılmış binlerce militanı vardır.    

PKK ,IŞİD bölgeyi yeniden dizayn eden emperyalist güçlerin besleyip büyüttüğü,koruduğu birer canavardır.

IŞİD, ''şehit'' dediği erkek militanlarını, PKK da ''fedai'' dediği kızları ölüme ve öldürmeye göndermektedir.

Onlar öldükçe ve öldürdükçe sözde kahraman sayılıyorlar.

Şehit olmaya ya da devrim tarihine adını yazdırmak için ölüme koşuyorlar.

Eksildikçe de çoğalıyorlar.

IŞİD insanları öldürdükçe cennete gideceklerini sanıyor. Günahsız insanlar öldükçe saçma sapan, düzmece İslam inancına göre vazifelerini yerine getirdiklerini zannediyorlar. Kendilerinden olmayan kendi gibi olmayan herkesi düşman görüp ölümü hak ettiklerini düşünüyorlar.

Kendilerinin gerçek müslüman olduğunu iddia ediyorlar, kendilerinin dışındaki müslümanları acımasızca, şuursuzca öldürme hakkını kendilerinde görüyorlar.

Ve bu zavallı mahluklar bunu güya din adına, İslamiyet adına yapıyorlar.

Ancak''ALLAH''ın böyle bir dini olmadığını bilmiyorlar.  

Ramazan ayının bittiği, bayrama ulaştığımız bu günlerde, Türkiye düşmanlarının üzerimize gönderdiği bu acımasız terör örgütlerine karşı bir ulusal cephe oluşturmamız gerekir.

Şahsi, siyasi her türlü çıkarlarımızı bir kenara bırakarak, birlik ve beraberlik içinde kardeşçe birbirimize sımsıkı sarılmamız ,el ele vererek dayanışma içine girmemiz gerekir.  

Hepimize terörden şiddetten, öç ve kinden, düşmanlıktan arınmış bir bayram istiyorum.

Yoksa, ''Bayram gelmiş neyime...''