Amasya elmasının büyüklüğü!


Efendim sene 1979 yılının son ayları...

Aylardan Kasım yani tam 36 yıl öncesinde 19 yaşındayım...

Hazır askerim...

5 ay sonra vatani görevimi yapmaya hazırlanıyorum.

İzmir Anafartalar Caddesi Mezarlıkbaşı semti Keçeciler mevkinde dikiş makinesi servisi olan Mustafa ağabeyim, İzmir doğumlu Simavlı hemşehrim, bir gün bizim evin önünden geçerken bize uğrayıp yarın erkenden bizim eve gelip beni uyandır dedi..

Hayırdır Mustafa ağabey dedim..

Piyale fabrikası şoförlerinden bir arkadaşım cezaevine girdi. Onun servis arabasını o çıkıncaya kadar biz kullanacağız, ben araç şoförü sende muavinimsin dedi...

O arkadaşın iki kırık evladı var onları kimseye müdana yaptırmayacağız biz çalışacağız fabrika parasını o cezaevine giren arkadaşa verecek dedi...

Tamam Mustafa ağabeyim dedim...Yarın senin evin bulunduğu Sarmısak Sokak'tayım...

Ertesi sabah erkenden Mustafa ağabeyimin kapısına ulaşıp zilini çaldırdım...

Bir yandan da bir an önce kapıyı açsa diye bakıyorum sabahın seher vaktinde.. Çünkü yan komşusu Fotoğrafçı Şadan ağabeyimin bahçesinde Kurt köpeği var...Her an bana müdahale! edebilir endişesi taşıyorum...

Mustafa ağabey kapıyı açıp gözlerini oğuşturarak 944 Sokak'tan Basmane Agora önü Misakı Milli İlkokulu önündeki kapalı kasası olan BMC kamyonun yanına gittik..

Kamyon Piyale Fabrikası'nın abonelerine servis yaptığı bir araçtı.

Doğruca Bayraklı'daki Piyale Fabrikasına gittik...

Saat öğeyin 12'ye kadar 4 ton makarnayı araca yükledik...

Saat 12'de fabrikanın yemekhanesinde tabldot yemekleri yerken mönüde koskocaman Amasya Elması dedikleri meyveyi yorgunlukla nasıl ısırdığımı! unutamam...

4 ton makarna yüklü kamyonla, elimizdeki listeye göre 15 gün Alsancak,15 gün Karşıyaka 15 gün de Hatay semtlerindeki marketlere her Allah'ın günü makarna ürünlerinin dağıtımını yaptık...Hem de 3 ay boyunca...

Bizler bu ekmek parasına koştururken o yıllarda anarşi olayları da gemi azıya almış haldeydi..

Sağ-sol çatışmalarının yoğun yaşandığı günlerdi.

Her sabah kamyonun ön motor aksamının altına bomba konmuş mu konmamış mı diye kontrol ederdim...

Önce radyotörüne su katar, sonra arabayı çalıştırır,  bir acaiplik olup olmadığı kontrolünün testini Mustafa ağabey bana yaptırırdı...

Sonra o direksiyona geçer Piyale makarnalarını İzmir'in marketlerine dağıtır,  mesai ücretlerimizi gider cezaevindeki Mustafa ağabeyin arkadaşına verirdik...

Sonra pazar günleri de Eşrefpaşa Pazarına sergi açar kendi nafakamız için pazar yerinde makarna satardık..

Günler bu mesailerimle gelip geçti...

1980 yılı Mart ayında vatani görevim için askerlik yapmaya koştum...

Önce Bilecik'e, sonra da Amasya'ya gönderildim...

Amasya'da 3 aylık askerliğimde Amasya elma bahçeleri ile sınır olan kışlamızda gece nöbeti tutarken gerçek Amasya elma ağaçlarını görme ve tanıma fırsatım oldu...

Ama Amasya elmaları gayet küçük ve bir çocuk yumruğu kadar oluşu dikkatimi çekti..

Meğer benim İzmir Piyale Fabrikası'nda büyük büyük yediğim elmalar Amasya elması değilmiş.

Şaşırdım kaldım..

Tüm arkadaşlarıma İzmir'in efsane fabrikası Piyale ve orada yediğim öğle yemeğindeki Amasya elması ile ilgili bir hatıramı paylaşma gereği duydum...

Bu hatıramı okuyan tüm mahalle komşularımıza selam ve muhabbetlerimi sunarım...