Beyaz oylar ve CHP


  TBMM'de kabul edilen Anayasa değişikliği ile 138 milletvekilinin dokunulmazlığı bir seferliğine kaldırıldı.   668 dosya yargıya intikal edecek.

Bunların içinde hepimizi yakından ilgilendiren, yasama dokunulmazlığını kullanarak, terör örgütüne yardım edenler,

PKK'ya silah sevkiyatını organize edenler,

Canlı bombanın taziyesine katılıp, terör propagandası yapanlar,

Sırtlarını terör örgütlerine yaslayanlar,

Kobani'yi bahane edip, militanlarını sokağa döküp, 52 kürt vatandaşımızın ölümüne sebep olanların yargı önüne çıkarılmasıdır.

Türkiye'de yaşayanların yüzde 85'i teröre açıktan destek veren HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının  kaldırılmasını yüksek sesle haykırırken, Kılıçdaroğlu bu haykırışlara kulak vermedi.

İlk tur oylamada HDP ile ortak hareket etti.

Ak Parti ve MHP'nin oyları ancak referanduma gidilmesine yetiyordu.

Cuma günü ikinci oylamada kırmızı oyu vermeyi açıkça belli eden  CHP grubundan 20 milletvekili beyaz oy kullandı.

Böylece referanduma gidilmeden dokunulmazlıklar kaldırıldı.  

Beyaz oy veren milletvekillerini alkışlıyorum.

CHP'li beyaz oy veren 20 milletvekili,CHP'yi bir daha yerden kalkamayacak duruma düşmekten kurtardılar.

"Hayır" çıkması halinde CHP'ye yapışacak olan lekeyi engellediler.

Eğer referanduma gidilseydi, yüzde 85 evet oyu verecek olan milletin karşısına çıkamayacak olmaktan kurtardılar.

Salı günü tamamen kırmızı oyun, cuma günü 20 tanesinin beyaz oya dönüşmesi aynı zaman da Kılıçdaroğlu'nu da kurtarmıştır.

İyi ki referanduma gidilmedi.. Yoksa, Kürt halkının bile "yargılansınlar" dedikleri Faysal Sarıyıldız'ın, Figen Yüksekdağ'ın, Tuba Hazer'in yargılanmasını önlemek için ''Kırmızı Oyu''  halka nasıl anlatılacaktı.

CHP Tabanında HDP' lileşiyor muyuz? tartışması yayılmaya başladı.  

7 Haziran seçimlerinde başlayan.1 Kasım seçimlerinde devam eden ittifak daha sonra TBMM'de komisyonlarda, oturumlarda CHP ve HDP tek parti gibi hareket ederek devam etti.

CHP'li bazı milletvekillerinin, ''HDP ile aynı doğrultuda hareket etmekten korkmayalım'' dediklerini biliyoruz.

PKK da ne zamandır CHP ile ittifak yapmak istediğini dile getiriyordu. PKK nın en üst yöneticilerinden Bese Hozat, CHP ve ÖDP'yi olası bir erken seçimde HDP ile ittifak yapmaya çağırmıştı.

 Başka bir üst yönetici Duran Kalkan da ''CHP safını net olarak ortaya koymalı,CHP içinde tutarlı sosyal demokratlar var. Yıllardır tanıyoruz. Verdikleri mücadeleye saygı duyuyoruz. CHP bu iktidara karşı, demokratik direnişin yanında yer alacak sorumluluğu taşımalı'' açıklamasını yapmıştı.

Gerçekten de CHP de HDP'li vekiller gibi düşünen bir çok milletvekili olduğunu kimse inkar edemez.

Teröristler yerine, terörle mücadele eden güvenlik güçleri hakkında soruşturma açmak isteyen,

Terörist cenazelerinden çıkmayan CHP'li milletvekillerini görmedik mi?

Kimisi Rusya'nın, kimisi İran'ın destekçisi, bazısı Feto bazısı da DHKP*C terör örgütleri yanında olmadı mı?

Gezi olaylarını bahane ederek, CHP, HDP, PKK, Gülen grubu ve sol terör örgütleri ile bir araya gelinmedi mi ?

Dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa değişikliği  oylamasında da bu kafa karışıklığı ortaya çıktı.

Grup kararı alınmadan kullanılan oylar sonrası CHP'de üç ayrı anlayışla  karşılaştık.

1. Grup HDP ile aynı çizgide yürüyenler, Sezgin Tanrıkulu gibi isimler kırmızı oy verdiler.

2. Grup gelenekten gelen,ulusalcı.vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü savunanlar, tabandan gelen tepkiyi de görerek beyaz oy verdiler.

3. Gruptakiler kendini önemseyenler, değer verenler dünyayı kendi ekseni etrafında döndüğünü sananlar. Bunların içinde dosyaları olanlar, kendilerini kurtarmak için  hayır oyu verdiler.

Kılıçdaroğlu bu gruplar arasındaki dengeyi kuramama telaşı içinde, salı günü kırmızı oy kullandı.Cuma günü kafa karışıklığı,darmadağanlık Kılıçdaroğlu'nu çelişkili ve  tutarsız  bir hale getirdi. Oyunun rengini tahmin etmek çok zor.  

Ben beyaz oy veren bütün milletvekillerini  kutluyorum.

Onların sayesinde eğer kaçmazlar ise bu teröristlere fena dokunacağız.

Her milletin değerleri vardır.

Dokundurmayacağı bazı ilkeleri ve unsurları vardır.

Bizim de Türkiye Cumhuriyet devletinin ve milletinin bölünmez bütünlüğüne dokunan her kim olursa olsun, herkese dokunabileceğimizi bütün dünyaya, dosta düşmana göstereceğiz...