CHP'nin HDP ile ortak hiçbir yolu yoktur


7 Haziran seçimlerinde CH'Lİi bazı kişiler HDP'ye barajı geçmesi için oy verdi. 

Ve HDP barajı aşarak 80 Milletvekili çıkardı.CHP de oyları düşerek % 25'te kaldı.
1 Kasım seçimlerine giderken aynı düşüncede olan bazı CHP'li arkadaşlara sesleniyorum.

PKK yöneticileri de sizin gibi, "HDP'ye oy verin, bize destek olun" diyor.

İç savaşı tartışırız.

"Biz sırtımızı Terör örgütlerine yasladık", "PKK tükrüğü ile hepinizi boğar" diyen,

PKK'dan gelen direktifi emir telakki eden,

Teröriste terörist diyemeyen,

Teröristin geçmesini engelleyecek diye "Baraj yapımı durdurulsun" diye bağıran,

Askerlik şubesi gibi parti binalarını dağa adam yollama merkezi haline getiren,

TSK'lerinin silah bırakmasını isteyen,

Mustafa Kemal'in askerlerine yani CHPlilere hakaret eden,

Şiddeti sonuç alma, siyaset yapma aracı gören, 

PKK'nın legal siyaset partisi HDP'nin CHP ile hiçbir ortak yolu olamaz. 

 

KOLKOLA GİRİLMEZ

 

Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde emperyalizme ve feodal gericiliğe karşı verilmiş mücadele sonucunda kurulmuş bir ulus devlettir.

Bu Ulus, Türk-Kürt-Arap-Çerkez vb. farklı etnik halk gruplarından oluşan "Milli Birliktir."

Atatürk, Türk Ulusunu "Türkiye Cumhuriyetini kuran ahali" olarak tanımlar.

Bu Ulus içerisinde hak ve özgürlükler, etnik farklı gruplara göre değil bireysel yani vatandaşlık seviyesinde sağlanır. Anayasamızın 10.maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Ancak HDP bu hakları etnik grup Kürtçülük adına talep etmektedir.

HDP'nin etnik kapitalist özerklik istemesi de emperyalizmin bir senaryosudur.

Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin "Ulus devlet" yapısını bölmeye yok etmeye çalışmaktadır.
CHP, Atatürk'ün kurduğu adını cumhuriyetten ve halktan alan ilk siyasi partimizdir.

İktidarın yanlışlarına kızıp ülke düşmanlarıyla kolkola girmek, "Türkiyeyi sallamak" CHP'lilere yakışmaz.
Kürt milliyetçiliği politikaları izleyen ve PKK terör örgütü ile işbirliğinde olan HDP'ye güç vermektense, çağdaşlığı, demokrasiyi, laik hukukun üstünlüğünü esas alan bir yönetimi iktidar yapmak gerekir.
Bunun için de duygularımızla değil, gerçekçi akıl ve mantığımızla doğru siyaseti bulmak gerekir.
İktidara ancak böyle yürünür.