İlk milli bayramımız 23 Nisan'la ilgili bildiklerimiz


Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk milli bayramı 23 Nisan'ı kutladık. 

Bu yakın tarihimizle ilgili ne biliyoruz, neleri bilmiyoruz.
Yakın tarihimizi doğru kaynaklara ulaşıp irdelememiz gerekir.
Okullarda öğrendiğimiz tarih bilgisinin yetersiz olduğunu düşünenlerdenim.
Bu araştırma yazımı okuduğunuzda tartışma konusu olacağını biliyorum.
Benim amacım da bu.
Tartışalım, doğruyu bulalım.
Son Osmanlı Mebusan Meclisi, 28 Ocak 1920'de ''Misak ı Milli''yi kabul ettiğinde Mustafa Kemal Atatürk Erzurum milltvekili idi.
Başlatılan milli mücadelenin komutanlığını yapıyordu.
İtilaf devletleri 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal edip,Meclisi Mebusan'ı basıp,bazı milltvekillerini tutuklayınca, artık İstanbul'da Meclis çalışmalarının imkanı kalmadı.
Yapılan görüşmelerden sonra 19 Mart 1920'de bir genelge ile meclisin Ankara'da açılması için bir yandan Musatafa Kemal, bir yandan Osmanlı Mebusan Meclis Reisi Celalettin Arif bu duyuruyu her yere yaydı.
Eski Meclis üyelerine, yeni meclis üyelerine, kolordu komutanları, valiler, belediye başkanlarına çok acele kaydıyla telgraf gönderilerek, ''Yüce Allah'ın lutfuyla Nisan'ın 23üncü Cuma günü, cuma namazından sonra,Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır'' denilip davet etmişlerdir. 
Ancak, Ankara'da toplanılacak bir bina bulunamayınca, İttihak ve Terakki Cemiyeti Kulübü için yapılmakta olan binanın bitirilmesi için yoğun çalışmalar yapılıyordu.
Çatısının kapatılması için bir okul için satın alınmış kiremitler kullanılmış, yetmeyince Ankara halkı kendi evlerinden söktükleri kiremitlerle Meclisin çatısını tamamlamıştır.
30 kişinin çalıştığı Meclis binasının tavanına bir kahveden alınan petrol lambası asılmış, daha sonra lokomatifle aydınlatılan bir millet  bahçesinden seyyar elektrik çekilmişti
Meclis mobilyaları, Ankara Valiliği dairelerinden toplanmış, millet vekillerinin oturacağı sıralarda Ankara Öğretmen Okulu ve Ankara Sultani'sinden alınan sıralardır.
Meclis kürsüsü Ankaralı marangozlar tarafından ücret alınmadan yapılmıştı.
İstanbul'dan sonra Bursa'nın da işgal edilmesiyle kürsüye serilen siyah örtü, Kurtuluş Savaşı kazanılıncaya kadar da orada kaldı.
Kürsünün üzerine, ''Hakimiyet bila kayd u şart milletindir''levhası asıldı.
Kürsünün arkasına ''Müşavere hüm fi'l emir'' ibaresi ve altına bir halı asıldı.
Meclis duvarına da, ''Müslümanlar işleri istişareye ehil olanların iştişareleri iledir'' yazıldı. 
Açılış günü 324 milletvekili olması gerekirken ulaşımdaki zorluklar nedeniyle 120 Milletvekili Ankara'ya ulaşabilmişti.
Hacı Bayram Camii'nde cuma namazında müthiş bir kalabalık vardı.
Namazdan  sonra tekbirlerle Meclise doğru yürünürken, Hacı Bayram Veli'nin üzerinde ayetler yazan Sancak ve Sinop Milletvekili Hoca Abdullah Efendinin başı üzerinde taşıdığı rahlede Kuran-ı Kerim ve Sakal-ı Şerif kalabalığın önünde gidiyordu.
Meclise gelindiğinde önce Fehmi Hoca gür sesiyle hatim duası okudu, sonra Mustafa Kemal Paşa tarafından kurdela kesilerek meclis açıldı.
Bayraklar ile süslenen kürsüye Hacı Bayram Veli'nin sancağı dikildi.
Kuran ı Kerim ve Sakal-ı Şerif de kürsüye kondu.
Açılış konuşmasını 75 yaşındaki Sinop Milletvekili Şerif Avkan yaptı.
Sonra Mustafa Kemal Paşa o tarihi konuşmasını yaptı.
Kürsüye tek tek gelen milletvekilleri, ''Hilafet makamı ve Saltanatın,vatan ve milletin istiklalinden başka bir gaye takip etmeyeceğime vallahi'' diye yemin ettiler.
Büyük Millet Meclisi'nde alınan ilk karar da Osmanlı Mebusan Meclisi'nde hazırlanmış, küçük baş hayvanlardan alınacak vergi 1. Dünya Savaşı sonrası 8 katına çıkarılması  düşünülürken burada 4 katı olarak kabul edildi.
Bu kararla Ankara B.M.M nin,İstanbul daki Mebusan Meclisinin devamı olduğu gösterilmiş oldu. Açılan yeni meclisin ismi de uzun tartışmalardan sonra kabul edildi.
Mustafa Kemal seçimlerle ilgili yayınladığı ilk tebliğinde, ''Meclis i Müessisan'' *Kurucular Meclisi* derken, Kazım Kara Bekir Paşa bu isme karşı çıktı.
Hamdullah Suphi Bey, ''Kurultay'' derken, son Osmanlı Mebusan Meclisi Başkanı Celalettin Arif Bey, ''Meclis i Kebir i milli''ismini teklif etmişti.
Hareretli tartışmalardan  sonra en son  Mustafa Kemal Paşa'nın, ''Büyük Millet Meclisi''önerisi meclisin ilk ismi oldu.
8 Şubat 1921 den sonra da TBMM olarak kullanılmaya başlandı.  
TBMM nin birinci yıldönümünde Saruhan, ''Manisa' 'Milletvekili Refik Şefik Bey ve 11 arkadaşı ile ve İçel Milletvekili Şevket Bey'in verdikleri önergelerle 23 Nisan Milli Bayram sayılması kabul edildi.
1 Kasım 1922 de Saltanatın kaldırılması ile 1 Kasım Hakimiyeti Milliye Bayramı olarak kabul edilmiş ama 23 Nisanlarda kutlanmıştı.
1935 te Bayramlar ve Tatil Günleri'ni düzenleyen yasayla 23 Nisan Milli Bayramı  adı değiştirilerek ''Milli Hakimiyet Bayramı ''oldu. Yani iki bayram birleştirilmiş oldu.
23 Nisan 1927 de Çocuk Esirgeme Kurumu'nun o günü Çocuk Bayramı olarak duyurmasyla başlamış tamamen ayrı olarak 1981 yılına kadar böyle kutlanmıştır.
1981'de Milli Güvenlik Kurulu darbe döneminde bir düzenleme ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak birleştirilmiş ve günümüze kadar gelmiştir.