EKVATOR ÇİZGİSİNDE SELFİE

EKVATOR ÇİZGİSİNDE SELFİE

Ekvator çizgisine yaklaştık. Gemimizin hızı saatte 31 km. yarın hayatımda ilk kez Ekvator çizgisini aşarak güney yarımküreye geçeceğim.

02 Eylül 2019 - 19:37

EKVATORA DOĞRU

Sabah son günlerin adeti olduğu üzere yağmur ile uyandık. Yağmur tüm gün ve gece sürdü. Top yarışmasında bir gemi maketi kazandım, en az 3 saat aralıksız masa tenisi oynadım. Diğer zamanları, langırt oynayarak, yazı yazarak, canlı müzik dinleyerek, çay partisine gidip çok şık demlik ve fincanlarda Seylan çayı içerek ve dans eden çiftleri izleyerek geçirdim.

Akşam yemeğini birlikte yememize rağmen, yemek sonrasındaki Türk grubun çay/kahve eşliğinde sohbetini ve Royal Tiyatro gösterisini Gülsüm olmadan izledim. Gülsüm, Koko Krateri tırmanışından kalan et kesikleri ve ağrıları üzerinden atamamış olarak çok zor oturup kalktığından ve uykusuz iki günün getirdiği ağırlıkla akşam yemeği sonrası hemen uykuya yattı.

Bugün 20 Şubat Çarşamba ve bu yazıyı yazarken saat 17.00. Türkiye'den 13 saat daha gerideyiz, buna göre ülkemizde şu anda perşembe sabahı saat 06.00 olmalı. Pasifik’in ortasında güneye doğru yol alıyoruz. Bugün sabah hava yine kapalıydı ve hatta bir ara şiddetli bir yağmur yağdı.

Okyanus ortasında yağan yağmur karanlığa sıkılan kurşun gibi; nereye gidiyor belli değil. Denizi ve balıkları ıslatmıyor, su baskını yapmıyor hatta küçük su birikintisi bile oluşmuyor denizde. Rüzgâr ve dalgalanma orta şiddette.

Öğlen ise hava birden açtı. Sıcaklık yola çıktığımız andan itibaren mütemadiyen artıyor. Çünkü devamlı güneye iniyoruz ve Ekvator çizgisine yaklaştık. Şu anda 29 dereceye ulaştı hava sıcaklığı ve tüm gemi ahalisi mayoları ile açık havuz bölgesinde güneşleniyor veya havuzlara ve jakuzilere giriyor. Gemi içi kapalı devre yayın yapan tv yayına göre şu anda 8 derece 22 dakika kuzey enlemi ile 155 derece 02 dakika batı boylamındayız. Rüzgâr arkamızdan yani kuzeyden saatte 27-28 km hızla esiyor. Gemimizin hızı saatte 31 km. yarın hayatımda ilk kez Ekvator çizgisini aşarak güney yarımküreye geçeceğim.

EKVATOR İÇİN TÖRENE HAZIRLIK

21 Şubat günü tüm gemi Ekvator geçişine odaklanmış durumda. Gündüz saatleri tek bir programa tahsis edilmiş; Kral Neptün'ün gelişi ve onun yapacağı vaftiz töreni. Son günlerin fiziki yorgunluğu ile bugünün özelliği birleşince ilk kez sabah saat sekizde uyandık. Yine de ağırdan alarak, kahvaltı keyfini iki saate yaydık ve aylak bir şekilde vakit geçirdik. Saat 10'e doğru hareketlenme başladı. Hava güneşli ve sıcak.

13.katta açık havuzun yanındaki büyük gösteri alanında Hawaiilili dansçı kızlar önce dans gösterilerini sundular, sonra arzu edenlere aynı dansın dersine vermeye başladılar. Güneş yakıcı olduğu için Gülsüm fazla duramadı yanlarında ve gölgeye kaçarak benimle birlikte bu kez izleyici oldu. Dansçı kızlar yine geleneksel giyinmişler ama bu kez göğüslerini örten büstiyerleri Hindistan cevizi kabuğundan yapılmış. Güzelce boyanıp cilalanmış kabuklar kızların sadece göğüslerini örtüyor, ipler yardımıyla bu iki kabuğu önce birbirine ve sonra da boyun ve sırtlarına bağlamışlar.

Hula dansı ve dersi bitince günün şovu başladı aynı katta. Ancak bu kez tüm açık alan, havuzu, jakuzileri ve gölgelikleri ile birlikte kullanılacak. Coşkulu bir yerel dans müziği eşliğinde animatörlerin amiri olan ve onların gösteri ve yarışmalarını yöneten Candy, antik Roma kıyafetleri içinde heyecanlı bir tonda konuşmaya başladı. Önce tüm gösterilerin yetkilisi olan Royal Tiyatro'daki 6 dilde sunumu her gece iki kez yapan benin hayran kaldığım Anna'yı çağırdı. O her zamanki gibi çok makyajlı ve çok daha cafcaflı antik Roma kostümleri üzerinde havalı bir yürüyüşle açık havuzla jakuzilerin birleştiği platforma çıktı bir kraliçe edası ile. Daha sonra Kaptanla birlikte 2.kaptanı ve baş mühendisi anons etti, beyaz denizci kıyafetleri içinde bunlar aynı platforma geldi, ardından müzik hızlandı ve sesi arttı, 13.kattaki havuzlu büyük iç avluya balkonlu geçişlerle yanlardan ve üstten bakan 14.katta bir hareketlenme başladı ve bayraklar eşliğinde uzun bir kortejin yürümeye başladığını gördük.

KRAL NEPTÜN GELİYOR

En önde başında alüminyum folyodan yapılmış tacı, elinde üç sivri ucu yine alüminyum folyodan yapılmış mızrağı, uzun saçları ve uzun sakalları ve yarı açık çok kıllı devasa şişko gövdesi ile bizim Alman Jozef, Kral Neptün olmuş, yanında eşleri ya da cariyeleri rolünde en gırgır iki erkek animatör ; biri kız kılığında ama tüm vücudunu örtecek şekilde üzerine giydiği ten rengi çok sıkı tulum tayt ile çırılçıplak görünümde ve üzerinde külot ve sutyen olmadan çok küçük , bol ve neresini örttüğü belli olmayan bir elbise ve aynı zamanda 9 aylık hamile olarak yürüyor. Diğeri ise erkek cinsinden ama uzun saçlı yarı çıplak iç oğlan rolünde kırıtarak ilerliyor. Arkalarında ise vaftiz olmak için kuyruğa takılmış ve biraz önce geminin iç kısmında alüminyum folyolardan taçlar, boynuzlar, kolyeler, bileziklerle süslenmiş, yüzleri ve vücutları fosforlu pembe ve açık yeşil renkli boyalarla bezenmiş, üzerlerinde geminin verdiği kırpık kırpık kesilmiş vücutlarının bir kısmını örtebilen beyaz tişörtler bazılarının altlarında, ot saplarından yapılmış etekler halinde şarkılar söyleyerek ve dans ederek ilerliyorlar.

Tüm meydanı bu şekilde ağır ağır gezdiler. Kral Neptün bizleri selamladı, eşleri çeşitli şaklabanlıklar yaptı arakadaki vaftiz olacak tebaası dans ederek ilerledi ve kaptanların olduğu orta platforma gelip durdular. Candy, yeni bir seremoninin işaretini verdi, müzik değişti yine folyodan kocaman bir anahtarı Kral Neptün, kaptanımıza sundu, o çok müteşekkir ifadelerle anahtarı aldı, birlikte bizleri selamladılar. Bu aşamada tüm gemi yolcuları ki sayımız iki binin biraz üstünde ilk kez hep birlikteyiz. 13.kat silme dolu ve onu balkonlu geçişler halinde gören 14. ve 15. katların buraya bakan tüm yüzleri dolmuş vaziyette, herkes fotoğraf çekiyor veya video kaydı yapıyor.

VAFTİZ

Anahtar tesliminden sonra Kral Neptün ve iki eşi büyük havuz başında geldiler, önceden hazırlanmış tahtına Kral Neptün oturdu, iki yanında iki nedimesi ellerine birer büyük ve uzun saplı kepçe ve önlerinde vaftiz suyun olduğu büyük bir kapla vaziyet aldılar ve hemen ardından vaftiz töreni başladı. Havuzun yanında sıra halinde bekleyen kortejden insanlar tek tek ilerleyip Kralın önünde diz çöküyorlar, Kral onların başını veya omzunu elliyor ve aynı zamanda her iki yanındaki nedimeleri birer kepçe suyu biri başına diğeri sırtına olacak şekilde döküyor. Bu işi hızlıca tamamlıyorlar çünkü en az iki yüz kişi sırada bekliyor. Vaftiz olan havuzun kıyısına oturup ayaklarını suya sokarak bekliyor ve bir taraftan da oturdukları yerden kıvrak müzik eşliğinde elleri ve ayaklarını oynatarak dans ediyorlar.

Tüm bekleyenlerin vaftizi yarım saat kadar sürdü, şimdi hepsi havuzun etrafında ve yerlerde oturuyorlar, animatörler hepsinin başlarına ve üstlerine un serpti, Candy, abartılı bir saygı gösterisi ile Kral'a un serpmenin yeterli olup olmadığını sordu, Kral büyük bir hiddetle "noooo" diye bağırdı, nedimeleri de aynı şekilde "nooo" diye bağrıştılar, Candy,kendi animatör ekibine dönüp bir şeyler söyledi, onlar da bu kez pasta kremalarını havuz başında oturan vaftizcilerin saçlarına ve üstlerine sürdü, her kes büyük bir neşe ve kahkaha içinde kremalara bulandı. Tekrar Kral'a soruldu, o yine aynı hiddetle "noooo" diye bağırdı, nedimeleri tasdik etti, bu kez animatörler toz kakaoları etrafa saçarak herkesi kahve tenli yaptı, Kral yine "nooo" diyerek bunu da yeterli görmedi, bu kez salça ile aynı tören devam etti, yine "nooo" sesi ile kırmızı yeşil renkli meyve püreleri sahaya sürüldü; sonuçta hepsi akşam ziyafetinden arkaya kalan bulaşık tabaklara döndüler, saçlar başlar rengarenk yiyecek artıkları ile doldu.

Bu kez Kral insafa geldi "yessss" dedi ancak şimdi Candy'nin numarasına sıra gelmişti, teatral konuşması sonucu büyük kapta kalan vaftiz suyunun tamamı Kralın başından aşağıya döküldü, Kral büyük bir ciddiyetle ayağa kalktı, etrafa selamlar vererek havuzun başına kadar yürüdü, ayaklarını yanlara, ellerini havaya açtı ve hiçbir zıplama hareketi yapmadan, dibinden kesilmiş büyük bir ağaç gibi karın üstü havuza devrildi, koca gövdesinin tamamı aynı anda suya çarptığı için büyük bir su patlaması ile herkes ıslandı ve aynı anda havuz başındaki tüm bulaşık tabaklar! havuza atladı, havuzun temiz suyu bir anda bulaşık suyuna dönüştü. Yine de hayatlarından memnun saçları ve vücutlarını aynı suyla yıkamaya devam ettiler.

Bu şekilde Ekvator geçişimiz için tertiplenen tören sona erdi.

TÖREN SONRASI

Yolcuların seyirci olanları geminin değişik mekanlarına dağılırken vaftiz edilen yolcular odalarına doğru yıkanmak için koşuşturmaya başladılar. Aynı anda gemi personeli tamamen deniz ürünlerinden oluşan açık büfeyi hızlı bir şekilde açık havuz etrafında kurmaya başladı. Tam öğlen vakti, Ekvatora oldukça yaklaşmış bir pozisyonda ve güneş tepemizde olarak tabaklarımıza aldığımız değişik soğuk yada sıcak balık ve her türden diğer deniz ürünlerini ve deniz ürünleri ile yapılmış makarna ve risottoyu yemeye, koyu lacivert ve az çırpıntılı okyanusu seyretmeye başladık.

Yemek sonrası Gülsüm kurslarından birisine daha giderken ben bu kez spor salonunun yolunu tuttum. Tok karnıma rağmen iki saate yakın spora aletleri tepesinde koştum, pedal çevirdim ve ağırlık kaldırdım. Dönüş yolumun üstünde her gün sabah 10.00 ile öğleden sonra 16.00 da değişik şekillerde düzenlenen el- göz koordinasyonuna, dikkat ve yeteneğine bağlı yarışma için sıraya girdim, halka şeklinde uçları birbirine bağlanmış bir urganı 10 metre ötedeki sopaya sokmaya çalıştım ancak başaramadım.

Akşam yemeğine kadar geminin arka terasında çay içerek okyanusu seyrettik. Küçük ucan balıkları gördük. Geminin arkasındaki su izinin ortalarında bir karartı belirdi, balina mı derken kayboldu. Uzun süre onun çıkmasını bekledik ama gelen giden olmadı. Aynı bölgede 20-30 iri deniz kuşlarından oluşan bir sürü kondu, biraz yüzdükten sonra uçarak gözden kayboldular. Haritaya göre çok da uzak olmayan batı tarafımızda küçük bir ada olması gerekiyor ama biz o adayı gözle göremedik, kuşlar belki o ada sakinlerinden olabilir diye düşündük.

EKVATOR ÇİZGİSİNDE SELFİE

Akşam yemeği ve bizim gurubun çay kahve sohbetinin ardından Royal Tiyatroda vantrolog gösterisi güzeldi. Saat 22.00 yi biraz geçe tekrar 14. kattaki her tarafı açık güverteye çıktık. İki gün önceki dolunayın çok azda olsa kenarının törpülenişini konuştuk. Dolunay üzerindeki tavşan şeklini önceki üç günde olduğu gibi dikkatlice tekrar izledik. Aztek mitolojisindeki tanrıların parlayan güneş ve yüzüne tavşan çarpılmış dolunay olarak şekil almasının anlatıldığı hikâyeyi ve Çin mitolojisindeki iyi çocuklara çörek gönderen iyi tavşan hikayesini konuştuk.

Kapalı devre TV yayınındaki teknik bilgiler üzerinden yaptığımız hesaplamaya göre saat tam 22.18 de ekvator çizgisinin üstünden geçerek kuzey yarımküreyi arkamızda bıraktık. Şimdi güney yarımkürede yol alıyoruz artık. Önce, kuzeye hoşça kal demek için birbirimize sarıldık ve selfie yaptık, hemen arkasından bu kez güneye merhaba demek için yine sarıldık ve bir selfie daha yaptık. İki selfie arasında 30 saniye geçti ama biri kuzey yarımkürede diğeri güney yarımkürede çekilmiş oldu. Bizim için, mutlu, heyecanlı, benzersiz ve biraz da yorucu bir gün oldu.

(Yarın: Tahiti, Fransız Polinezyası, Tahiti Şarkıları ve Dansı, Yeşil Dünya, Beyaz Gece Partisi)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İZSU GENEL MÜDÜRÜ KÖSEOĞLU: SİYASET ÜSTÜ ÇALIŞIYORUZ
İZSU GENEL MÜDÜRÜ KÖSEOĞLU: SİYASET ÜSTÜ ÇALIŞIYORUZ
YILMAZ KARAKOYUNLU VEFAT ETTİ
YILMAZ KARAKOYUNLU VEFAT ETTİ